9 Kasım 2013 Cumartesi

ÖNSÖZ




  Bu blogun bütün hakları bana, benim gibi, bize sunulan dünya yüzünden kafası sarhoş hale gelen, ayık gezemeyen, ‘’uyanığım ve istediğim gibi yaşıyorum, kontrol bende’’ zanneden ama aslında ipleri çoktan başkalarına farketmeden vermiş tüm sarhoşlara aittir.

  Konuyu buraya girenler zaten biliyorlar ancak belki sağdan soldan görüp, duyup da girenler olabilir diye özet geçeyim.
  Bu bizim sandığımız hayatın ipleri başkalarının elinde olsa ve siz bu başkalarının kurduğu bütün oyunları görseniz, ve hayatınızın başından beri başka insanlar tarafından her alanında etki altında olduğunu, kontrol altında olduğunuzu hissetseniz tepkiniz ne olurdu? 

Tüm bu kontrol üstüne üstlük ''çok normal gelecek şekilde'' tezgahlanıyorsa. Üstüne üstlük bu tezgah kontrollü bir şekilde ifşa edilmişse?
 Karıştımı kafa?

  Burada birileri okusa da okumasada kendi doğru bildiklerimi yazacağım. Bunların arasında genel geçer doğruları da , bilimsel konuları da deşeceğim. İlk 15 yazı forumda yazdıklarımdır. Forum yazıları konu için anında naklen yazıldığı için düşük cümle ve anlatım bozukluğu olacaktır. Üzerine fazla düşünerek yazmadım gazetede köşe yazarımıyım bir hafta düşünüp 4 cümle yazayım sırtımdaki eflatun kazakla..

''İtibar Vermek, İtibarsızlaştırmak üzerine'' yazısı son forum yazısıdır. Ondan sonraki yazılar biraz daha farklı bir çizgide seyredecek.
  Benle olursan ne ala. Beraber düşünür kafa yorarız.
  Çok farklı konular var aklımda ana konudan bağımlı, bağımsız. Bunlar gerçekleri bulduğumuz ölçüde ayıltacak bizleri.
  Onun dışında hepimiz sarhoş birer beyine sahibiz. Biraz kahveye ihtiyacımız var. Biraz da düşünemeye.

  Biz gerçekleri sorgulamaya çalışanlar, bize verilenleri araştırdık, derledik, topladık. 

Yapabileceğimiz gözlemlere de dayanarak varsayımlarda ve çıkarımlarda bulunduk ama yetmiyor bazıları için. Ancak bazen o kadar ‘’kör gözüne parmak’’ deliller, kanıtlar çıkıyor ki, olay varsayımdan çıkıp gerçeğin ta kendisi olabiliyor. İşte o zaman oyun ortaya çıkabiliyor.

- Amerika gerçekten ay’a gitti mi?
- 9/11 de ikiz kuleler uçak çarptı diye mi yerlebir oldu? 
- İlkokuldan beri sana verilen bilgiler ne derece eğitti seni?
- Tüm hükümetlerin vatandaşlar tarafından verilen oylarla seçildiğine inanıyormusun?
- Üretilen ilk arabalar elektrikli olmasına rağmen neden elektrikle çalışan araç projesi kaldırıldı ve petrol motoru icad edildi?
- Sakıp sabancı neden 40 sene aynı eşofman takımını giydi?
- Bu futbol aşkı da ne oluyor?
-Sınav öncesi öğretmen arabası çizmek etkili bir yöntemmi?
-AK-47' nin etkili mesafesi kaç metre? (noluyor lan?)

 Senin sarhoş beynini meşgul eden bir ton maddi manevi olay varken bunlara hiç kafa yoramıyorsun değilmi?   
 Cebinden çıkan vergiler nereye gidiyor? Bu kredi kartı furyası ne zaman başladı? Sebebi insanların rahat alışveriş yapabilmesimi? Hiç vakit yok bunları düşünmeye, Sarhoşsun çünkü.
Kararlarını %100 kesinlikte kendi iradenle alamayacak kadar sarhoşsun.

  Yaşadığımız dünya asırlar öncesinden hazırlanmış, çok eskiden gelişimini tamamlamış, provaları ve uygulamaları farklı tarzlarda yapılmış gibi görünse de aynı sistem olan ''şeytana tapınma'' temeli ile yönetiliyor. 

  Bu sistem Babilde'de aynıydı, Mısırda'da, onlar öncesinde Lut'da, Pompei'de ve neredeyse döngü içindeki tüm medeniyet sistemlerinde.. Evet adamımız (hermafrodit gerçi) Lucy. Namı diyar Lucifer. El feneri gibi ışığı bikaç asırda bir sönen sonra tekrar pil değiştiren energizer bi tip.
  
Bunları bir bercan'a bir aleynasu'ya söylemeye kalksan ''yaa saçmalıklar işte sen kafayı ye diye çıkarıyolar yaa'' mı diyorlar?  Onlar için tek önemli haber ayfonun yeni modelinin çıkış haberi. Gazozuna ilaç attıklarım..

Kafası iyi bir ünlü gören muhabir, yüksek ihtimalle onu arkasından çekip ''sarhoş kafayla yürüyemeyen ünlü'' haberi yapmayı ve müdürü tarafından taktir görmeyi amaçlar, çünkü sistem böyle işliyordur.. Bu ‘’yürüyüp giden bir ünlü’’ haberindense ‘’ayakta duramayacak kadar sarhoş ünlü’’ haberi verir ve daha ilgi çekicidir.
  İşte yeni dünya düzeninde pazarlamanın sana fısıldadığı budur. ''Yoz olanı gör. Normal bir görüntü haber değeri taşımaz.''

  Eğer bu muhabir işe yeni girmişse veya kendini göstermek isteyen ‘’acar bir muhabir’’se bunu kesinlikle yapar.
Kurumlar ve sistemin kendisi de bunu kullanır.. İnsanlar maddi güçlüklere terk edilirse kafaları bozulur. Sarhoş olup, önünü göremez hale gelen bizleri de sistem arkamızdan çekip düşürmeye çalışır.

 Alttaki videoda bu mevzulardan kafa bi ton olmuş biz sarhoşları göreceksiniz. Merak etmeyin dövüş klübünü de yarın kuruyorum.(Yazılar küçük görünebilr full izleyiniz HD yapınız. Olmuyorsa TTnete saydırınız.)

                                                            Buradan daha rahat izleniyormuş





   Videoda sondaki sağ ve sol direkler savuran şahıstan kasıt zom beyinle mücadelenin mümkün olduğunu ispat ettiği içindi başka bir amaç yok :)

  Sarhoşluğumuz yaşadığımız hayattan uyuşan beynimiz,  teoman ise hayali benliğimizdir. Yani kenidinizi yerine koyabileceğiniz bir kişilik.


Biz, kafası daha da yoğun bir şekilde zom hale getirilen bir nesiliz. Ne tam anlamıyla büyük bir savaş gördük ne zorluk çektik.

İşte asıl olay da burada. Rahatız ve rahat zannettiğimiz ölçüde yorgunuz. Yavaştan verilen radyasyon gibi farketmeden iç organlarımız çürüyor. Ve kafamızın içi görünmez parmaklıklarla çevrili ve hapisiz.

Sen farketmesen de seni yöneten, uzaktan kumandayla kontrol eden ve hayatına yön çizen birileri var. Ve bunu tek bir sistemle başarıyorlar.

Buna rağmen yapabileceklerin var. Ve sen sarhoşluğun sayesinde bunların farkında değilsin.
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde hayatımız, sapık ve hasta ruhlu insanlar tarafından yönetiliyor.

Biz onların çalışan, vergi veren, onların fabrikalarını , bankalarını, şatolarını, sistemlerini kuran, yapan, işleten sisteme gönüllü giren sarhoş köleleriyiz.

Kafan ayıldığı zaman artık sarhoş olmayacaksın.

Her sarhoş ‘’ben sarhoş değilim’’ der.











































                                                                       An itibariyle.

1 yorum:

Ayıkıyormusun?