22 Kasım 2013 Cuma

Başkan 2046



Saygıdeğer Türk Milleti.

 23. Türk Devleti ilanı ve kuruluşu vesilesiyle, bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım. Biz, içinde bulunuduğumuz yüzyılda mutlak bir onur, gurur vesilesi olarak kurduğumuz ve geliştirdiğimiz devletimizle gurur duyuyoruz. Haklı gururumuzu şanlı tarihimizle perçinlemiş, ve tüm Dünya Türk Devletleri olarak büyük Türk Devletine yakışan bir biçimde tek yürek olan Türk milletine olan minnetimi ifade etmek isterim.

 Türk Devleti olarak bize tabi olan, olmayan herkese eşit mesafede ve adiliz. Artık bu yeryüzünde kimseye korku, huzursuzluk yok. Fitne, fesatlık, bozgunculuk, yapmacıklık, siyaset ve politika 23 sene evvel toprağa bir daha hiç çıkmayacak şekilde tarafımızdan gömülmüştür. Tüm insanlık; güven ve huzur içinde yaşasın.

Türk Devlet Başkanı Teoman

2046

Başkent Ankara


23 yıl önce:

 Asırlardır düzmece kitapları ve hain fikirleriyle insanların üzerinde bir sisteme sahip olmuş, ekonomik, politik, siyasi, sosyal sistemlerin tasarımcısı, kurucusu, ve tepesinde makinisti haline gelen yegane ve büyük sistem kurucu rolü ile mutlak güce sahip olmayı tek hedef haline getiren siyonist sistem 2000 li yıllarda kendini iyice su yüzeyinde göstermeye başlamıştı.

 Tarihte Amerikanın kurulması ile birlikte ilk masonik devletini de elde eden siyonist yahudiler, banka sistemini geliştirerek sanayi ve endüstride büyük adımlarla birlikte insanların iş ve sosyal yaşamlarında kontrol sahibi olmaya, ekonomi sistemiyle kaynakların yükselen nüfusa göre az ancak daha pahalı bedellerle dağıtımına etki ettiler.

 Banka sistemine köle olan çoğu insan borçlarını ödemek uğruna daha fazla çalışmaya, işlerinde tutunabilmek veya iş bulabilmek için Onurunu, gururunu, haysiyetini kendi ayaklarıyla ezmeye mecbur oldu.
  Bunlarla birlikte Amerikan ekonomisinin petrole bağlı hale getirilmesi ile ‘’petrol uğruna’’ gibi gösterilen yapmacık savaşlar ve zulüm gösterileri, sanki petrolün sadece ortadoğu ülkelerine varmış gibi yeni kurulacak olan israil devletinin etrafında cereyan etmesi sağlanacaktı. 

 2000’lerde siyasi çalışmalar ve politik sataşmalar, tutarsızlıklar, ikiyüzlülükler hız kazandı. Devletler suni soğuk savaşlar ve sataşmalarla halkların dikkatini başka yönlere çekmeyi başardı. Kurulan medya sistemi, eğitim ve giderek kötüye giden ekonomik durum milletleri sadece bu meselelerle uğraşmaya daha fazla itti. Giderek büyüyen tüketim anlayışı da medya tarafından pompalanacak, sürekli kötüye giden eğitim, sağlık, temel yaşam hakları insanları sürekli yeni kaynaklar bulmaya, ve başka bir şey düşünmemeye itecekti.

 Bu durum, 2007 den sonra çok daha yüksek bir ivme alarak yükselişe geçti. Irak savaşı, afganistan, iran.. İsrailin etrafındaki ateş giderek yükseltildi ve bölge ‘’terör bölgesi’’ insanlar da ‘’terörist müslümanlar’’ olarak dünyaya tanıtıldı. Medyanın gücü yine başrollerdeydi. Atılan 20 megatonluk bir bombadan çok daha etkili olan medya bombası, takip eden tüm insanların beyinlerinde daha büyük etkiye yol açtı. ‘’İtibarsızlaştırma’’ silahı hedefleri tam isabetle vuruyordu. 

 Sonraki yıllarda baskı, siyasi ve ekonomik zeminde daha fazla arttı. Toplumlar arasındaki psikolojik ayrılıklar, bu baskılar sayesinde daha güçlü ortaya çıkartılabildi. Baskı ve çaresizlikleri artan insanlar, medyanın kendilerine fısıldadığı  dini, ırksal, mezhepsel, fikir ayrılıklarını daha çabuk kabul ettiler.
 Kafası maddi durum, tüketim, medya, yaşam zorlukları ile sarhoş edilmiş beyinler asla gerçeği düşünmediler.
 Medya kendilerine ne verirse aynen kabul ettiler. Haberlerde takım elbiseli ve kartviziti sağlam olan her kim olursa olsun ‘’bu adam işi biliyor’’ dediler. Ve asırlarca yanyana yaşadığı insanlardan artık ‘’farklı’’ olduklarını kabul ettiler. Bunun bir sonraki adımı da aslında ‘’düşman’’ oldukları yalanı  olacaktı.




 Siyonizm kontrolündeki sistemlerle insanlara baskılarını bir yandan sürdürüyorken bir yandan da düşünüp sisteme engel olmayan insanlar sayesinde rahatça amaçladıkları devletlerine kudüsü de ekleyerek sahip oluyorlardı. Toprağını parayla aldıkları devletlerini büyütmüşler, kendilerinden olan yahudileri devletlerine çoktan doldurmuşlar, şehirlerini, yer altını ve üstünü kendilerine göre dizayn edip kalkınıyorlardı.
 Kısa süre sonra da dünyanın ‘’süpergüç’’ modelini, amerikanın israile devretmesi kaçınılmaz hale gelecekti.
 Siyonizm, 2000 li yıllarda su yüzüne çıkardığı derin sistemini toprağın üzerinde çalıştırarak, insanlara göstere göstere aleni biçimde ‘’güç benim’’ diyor, gövde gösterisini sürdürüyordu.
Ve insanlık tarihinin en büyük pazarlamasını da takım elbiseleri ve yapmacık gülümsemeleriyle yaptılar:
‘’Dinler ve milliyetler savaşların asıl kaynağı oldular, dinsiz ve millet bilinci olmayan bir dünya, tek merkezli yeni düzen herkes için daha iyi olacak’’

 Asırlar önce tasarladıkları ‘’tüm insanları birbirinin kopyası haline getirmek, koyunlaştırmak’’ idealini çalıştırdılar, uyguladılar, ve bu amaç ile de altına imzalarını attılar. Yıllardan beri moda, medya v.b. yollarla aynı şeyleri tüketen, aynı eğitimi alan, aynı kalıp fikirleri savunan, aynı yaşam tarzlarıyla hayatını kısıtlayan çoğu insan beyni bu fikri de ‘’artık savaş olmaz, insanları ayıran bir olgu kalmaz’’ diyerek kabul etti.
 Ne de olsa düşünememişti bu ayrılıkları ve bozgunları da çıkaran siyonizmin ta kendisiydi.
İsrail hedeflediği 2023 yılında ‘’tek dünya devleti’’ ni resmen ilan etti. Tüm yönetimler ilk önce birleşmiş milletler tarzı bir örgüt olan tek dünya hükümetine bağlandılar. Her adımlarını resmi olarak da tek dünya hükümetine bağlı bir şekilde atmaya başladılar.
İnsanlar psikolojik olarak millet, milliyet, bağımsızlık, kendi kendini idare etmek.. Fikirlerinden adım adım uzaklaştı. Artık savaş ve zulmün olmayacağını garanti etmiş bir merkezi yönetim altında birleşildi.
 Dinlerin gereksizliği her fırsatta vurgulandı. Seküler (dinsiz) düzen dünya üzerinde yüzeyde hakimiyetini yaymaya başladı. Kalben inanç sahibi olanlar kişisel olarak inançlarına devam ettiler.
 Medya yoluya her fırsatta eski milliyet sistemi, insanların bir millete ve ümmete bağlı olduğu ve toplum haline geldiği fikri aşşağılık bir halde hatırlatıldı. Ve dinler yoluyla kafaların tutsak edildiği, aşırı dinci militanlar üzerinden aşşağılandı.
 İnsanları din ve millet kavramlarından uzaklaştırma fikri böylelikle kolaylıkla desteklendi. Hiçbir kutsalı ve bir olguya bağlılığı kalmayan insanlar ‘’tek tip kopya insan’’ haline geliyordu şimdi.    İlerleyen yıllarda  dünyanın büyük çoğunluğu  ‘’aynı fabrikanın ürünü’’ pilli oyuncak bebeklere dönüştü. 
   

 Ezelden beri sadece bu sistemi ve zengin , elit aileleri koruyan kolluk kuvvetleri bu görevlerini ayan beyan yapmaya başladılar. Kolluk kuvvetinde olan insanlar da bu sistemin dışına çıktıklarında başlarına gelecekleri bildiklerinden dolayı verilen görevleri kesin bir şekilde yerine getirdiler. 

  Konuşanı susturdular, düşüneni ortadan kaldırdılar.

 Diğer insanlar, ortada bir düşünen, aksini söyleyen, ve tek dünya hükümetine ses çıkaran kalmadığı için, zamanla durumu iyice kabullenerek ‘’tek yönetim’’ fikrini iyice benimseyecekti.
 2027’de birleşen milletlerin oluşturduğu ‘’tek dünya hükümeti’’, birleşen milletlerin isimlerini kaldırarak, hükümetlerin ‘’görevsizliği’’ne karar verdi. Ve fikirbirliği ile ‘’tek dünya hükümeti’’nin ismi ‘’Tek Dünya Devleti’’ olarak değiştirildi. Kendi yasalarını ve sistemini tüm dünya için geçerli kılan sistem, insanlık için sisteme itaat, bağlılık, sürekli mesai ve kesin muhalefetsizliği öngörüyordu.

 Bu kısaca kölelik sistemiydi. Buna başkaldıranlar anında öldürülecek, aksine bir fikir beyan edilmeyecek, yeryüzünde yaşanılacak tek ve yegane sistem olarak benimsenecekti. Uygulamaya kolaylıkla sokuldu ve benimsetildi. 
 İki yıl sonra Kudüs topraklarında Mescid-i Aksaa yıkılmaya başlanmıştı. Yerine kurulacak olan Süleyman Mabedi, siyonizmin lucifer hanedanlığı olacaktı.

 2033’de zaferlerinin pekiştirilmesi ile mutlak bir güven duygusu edinen siyonizm, dünyaya hakimiyetin sembolü ve amaçlarının son halkası olan piramitlerini de tamamladı. Son kat tamamlanmıştı.









General Hakan KARADUMAN

Kurtuluş Orduları Komutanı

2035

Kudüs

 Kudüste ortalık durulup tozlar savrulunca kendimizi mescit meydanında bulduk. Ordu bitap düşmüş, yaralılar, şehitler heryerdeydi. Kalanlarla birlikte durum değerlendirmesi ve ardından toparlanmaya çalışmak için Mescid-i Aksaa nın kuzey tarafı, doğu duvarından  kapısına doğru yöneldik. 

 Ayaklarımız bileklerimize kadar siyonist kanı içindeydi. En güçlü çatışmalar bu bölgede gerçekleşti. Demir yığınlarının arasından ordunun kalan bölükleri ve 2. Tugay birlikleri şehir merkezine doğru ilerlediler.  Kullanılmaz hale gelen askeri kamyon, tanklar ve topçu bataryaları bu zafere şahitlik ediyorlardı. Az sayıda kalmış ordu milyonlarca kişilik bir güruh gibi şehre indik.


 Mescid-i Aksaa’yı  bulduğumuzda kubbe tamamen yıkılmış, avlu duvarları ve batı bölümünün çatı ve duvarlarının tamamen harap olmuş olduğunu gördük. Giriş kapısı ve nispeten iç kısmını tutan iki duvar bulunuyordu.

 Bölge halkından sağlam olanlar yıllardır yavaş yavaş müslümanların kalan son kutsalının yıkıldığını, ve altının tünellerle oyulduğunu söylediler. Aradıkları bişeylerin olduğunu ve onun ne olduğunu bilenlerin sorgusuz sualsiz öldürüldüğünü anlattılar.
Orduyu istirahat için bölgedeki müsait alanlara konuşlandırdım. Her ne kadar düşman yenilmiş, orduları ve sistemi tasfiye edilmişse de, geriye kalan yandaşları ve sistemi tekrar kurmaya çabalayacak potansiyel siyonistlere karşı hala tetikteyiz. 

 Arap asıllı timler ve kürtlerden oluşan bölükler de yanımızdalar. Şehrin dış güvenliğinden sorumlular. Bize ettikleri yemine sadık kaldılar. Yüzlerine baktığımda bizlerden farkları olmadıklarını görüyorum. Bize söylenen asırlara yayılmış yalanların etkisizliğini, gönüllere işleyemeyişini ve bu yalanların kaynağının ortadan kalkmasının yüreklerinde büyüttüğü kardeşliği eratın içinde hissediyorum. Buradaki bize güç veren etkenlerin başında gelen yegane his budur başkanım.
Kudüs, kutsal topraklar güvendedir arz ederim.










Aslanbek SULTANBEKOV

Azerbaycan Şehri Valisi

2045

Bakü İlçesi

 Türk yurdu başkanına Azerbaycan vilayetinden selam olsun. Yurdumuzun yeryüzünün dörtbir yanına yayılmış vilayetlerinden olan Azerbaycan bölgesindeki durum, kurduğumuz devletimiz ve dünyaya yeniden sağladığımız adil ve insanca düzen sayesinde son derece yüksek moral düzeyindedir.
 Devletlerimizi bir araya getirmeden önce abimizdiniz. Şimdi abi, kardeş hep birlikteyiz. Bu durumu milletimizin her birinin gözlerinden, gönüllerinden geçenlerden anlıyorum. Araya sınır çizgileri çekilmiş olsada gönül birlikteliği olan bu millet, asla ayrılıklarla birbirinden kopamazdı.
Herkesin gönlünden geçen, yaşadığımız gerçek hayatta fiilen gerçekleşmiştir. Milletçe biriz, birlikteyiz.
 Azerbaycan vilayetinde yaşayan toplumumuz drumdan minnettardır. Allahın verdiği canı gönül rahatlığıyla verecek olmasından ötürü yüzler gülüyor. Ordularımız ve devletimizin başardığı bu işler neticesinde milletimizin siz devlet başkanlarımıza, bizlere duyduğu sevgi inanılmaz düzeydedir.
Kardeşiniz Aslanbek. Yeşil ve güzel Azerbaycan şehrinizden size selam eder.



Ahmed AYTMATOV

Çeçenistan Şehri Valisi

2045

 Değerli başkanım ve Türk milleti. Biz Çeçen vilayetinde, içinde bulunduğumuz durumdan memnuniyetlerimizi tekrar ve tekrar dile getirmekten asla sıkılmayacağız. Sizler Türkiye halkı olarak kurduğunuz bu hak düzeninde birleştiğiniz toplumlar arasında en yüksek bir biçimde yükselen ve önderlik edenler oldunuz.

 Biz de yıllar önce sizlerin fikirlerine uyarak ve fiili olarak sizin yanınızda olmakla bu şerefe sahip olduk. Düşünüp akıl ettiğimiz ancak asla başaramayacağımızı sandığmız bir işin içinden çıktık. Buna siyonizmin yıkılışından önce asla akıl erdiremezdik. Ancak toplumumuzun iradesi, ve birliğinden gelen kudretiyle, Allah’ın izniyle başardık.
 İnsanımız zulüm sisteminden kurtulmanın refahı ve mutluluğu içerisindedir. Bu zorlu durumu, içinden çıktıktan sonra daha iyi anlıyoruz. Her ne kadar zorlu olsa da, sizin de söylediğiniz gibi bizim için zor hemen halledilir, imkansız biraz zaman alır.
Çeçenistan Şehir valisi Ahmed.




General Osman KETENOĞLU

Batı Birlikleri Manevra Komutanı

2035

Münih

Asker toplaaaaan!.. 

 Büyük devletimizin merkezi bilsin ki Almanya’da başlayan karşı hareket büyümeden başarı ile bastırılmıştır. 
 Berlin ve Frankfurtta hücrelenen ve örgütleşen yandaşlar bölgede yuvalanmış ve münihe doğru harekete geçmiş bulunmaktaydılar. Münih üzerinde aldığımız istihbaratlar üzerine yuvalandıkları bölgelere baskınlar gerçekleştirmiş bulunmaktayız.
 Verdiğimiz kayıplar sınırdan münihe kadar artış göstersede toparlanmamız uzun sürmemiştir. İlk çatışmalardaki hazır oluşumuz ve isabetli taktiklerimiz neticesinde Almanyada yeniden yükseltilmek istenen nazi ırkçılığını bastırmakta zorlanmadık.

  Nazi bayaklarıyla ve gamalı haça bürünmüş güneşleriyle Ku Klux Klan’dan kalma siyonistler, düzensiz biçimde toplanarak gerilla taktiğiyle vur-kaç hareketı yaptılar. Şehrin sıkışık yapısı ve bölgedeki yandaşları sayesinde orduda zaiat son gün artmıştır.

 Son gün icra edilen F-35 uçuşlarıyla tüm kaleleri ve şatoları dağıtılan düşman, şehrin gerisindeki dağlara kaçma eğilimine girmiştir. Ancak geri birliklerde bulunan 3. Dağ komando birlikleri ile yüzyüze gelerek bozguna uğramakta gecikmediler.

 Ordunun ikmal durumu kritik seviyeye gelsede düşmanın tüm harekat planları engellenmiş, maddi varlıklarına el konmuş, tek bir birey kalmayacak biçimde ortadan kaldırılmıştır. Planlarında Ankaraya düzenlenecek olan toplu intihar saldırısı, Başkanlığın bombalanması gibi şemalar ve planlar ele geçirilmiştir.
Ordunun yiyecek, içeçek ve istikhakları bölgedeki Türk halkı tarafından sağlanmaktadır. Münih’ deki görevimiz bitene kadar herhangi bir ikmale lüzum yoktur.





Jiang MEHMETSHI

Japonya Şehri Valisi

2045

Tokyo

 Sayın Başkan. Kurduğumuz devlete olan bağlılığımızı toplumumuzun bazı kesimine anlatmakta ve benimsetmekte güçlük çekiyorduk. Ancak son yıllarda gördük ki sizin düşünceniz milletleri kendinize uydurmaya veya onları kontrol etmeye çalışmak değil, zaten bir olan bir milleti yeniden bir araya getirmekmiş.

 Bunu anlatamadığımız ve hissettirmekte zorlandığımız toplumumuzun bir kısmı da içinde bulunulan ortamdamdan bunu anlamış, son zamanlardaki birlik, beraberliğin getirdiği o kesin güç duygusu ve kardeşliğin getirdiği adalet sayesinde milletimizin birliğini benimsemişlerdir. 

 Siz her fırsatta bizim kardeşlerden oluşan akraba bir toplum olduğumuzu eskiden beri söylediniz. Biz de bunu hissettik ve Türk milletine minnetlerimizi dile getirdik.
 Biz yıllarca Türki milletlerle akraba bir toplum olduğumuzu biliyorduk. Ancak bunu geçmişte sizin kadar benimseyemedik. Bundan dolayı üzgün olduğumuzu tekrar belirtir, saygılar sunarım.  Japonya şehir adası sonsuza kadar size yakındır, asla uzak değildir.








Oğuz BARIŞOĞLU

Hakkari Kaymakamı

2045

Yüksekova

 Sayın Başkanım. Bölgede yıllarca süren çatışma ve fikir ayrılıklarının izlerinin tamamen silindiği hatta unutulduğunu sizlere memnuniyetle ifade etmek isterim. 

 Bölgede şu sıralar kurulmakta olan konutlarda herhangi bir pürüz bulunmamaktadır. Üniversitelere yakın ve ayrıca aldığınız karardaki gibi van-şırnak ilçelerini de birbirine bağlayan metro hatlarına yakındır. Hava alanı şehir dışında inşaa edilmektedir.
 Demir çelik fabrikası iki yıldır faaliyetini sürdürmektedir. Yeni açacağımız plütonyum işleme ve linyit fabrikasıyla bölgedeki devlet işletmelerini 53’den 67’ye çıkartmış bulunuyoruz. Bölge halkından işsiz olan son üç kişiye de çimento ve asfalt fabrikalarında iş imkanı sağlanmış olup ailelerine sosyal sigorta ve devlet hakları bağlanmıştır. 

 Şırnak, batman, mardin ve çevre illerde de durum benzerlik göstermektedir. Açılan toplu konut sayısı 209, Devlet fabrikaları 102, üniversite ve diğer eğitim kurumları 50’yi bulmuştur. Bölge halkı iş ve insani yaşam koşullarına kavuşmuş, ailelerine düzgün bir hayat sunabilme imkanına kavuşmuştur. Kaçakçılık gibi konular unutulmuş, denetimlere gerek kalmamıştır. Karakol sayısı oldukça azalmış, orman ve ağaçlandırılmış araziler bunların yerini almıştır.
Büyük şehirlere yıllar önce göç etmiş bölge halkının memleketlerine geri dönüşü ve kayıtlarının bu bölgelere alınmasıyla ikametgah, nüfus gibi bilgilerin merkezi nüfus sistemine aktarılmaları tamamlanmıştır.

 13 Şubat 2044 de bölgeye göndermiş olduğunuz resmi yazı üzerine bölgedeki tüm insanlar sağlık taramasından geçirildi, çocuklara rehber psikologlar, pedagoglar sağlık hizmetleri verdiler. Eğitim seviyesi ve sağlık düzeyi, istihtam ve ekonomi büyük vilayetlerle aynı seviyeye hızla yükselmektedir.
Bölge halkının selamını bildirir, saygılarımı sunarım.




Selçuk AYDAN

Radyo ve Televizyon Kurulu Müdürü

2045

Başkent Ankara


Türk Devleti Başkanlığına;

 Türk yurdu ve dış dünyada yayın yapmakta olan tüm medya organlarında, başkanlık tarafından tebliğ edilen standart ve yayın sistemi çerçevesinde yıllar önce düzenlediğimiz kurul kararlarımız bugün standartlaşmış hale gelmiştir. Büyük zaferimizden beri sabahın erken saatlerinde yayına başlayan tüm organlar:

-İstiklal Marşı ile açılıyor,
-İstiklal Marşı ile kapanıyor.
-Örf ve adetlere uygunsuz içerik kuruldan geçemiyor ve yayını durduruluyor
-Türk Tarihi ile ilgili yayınlar özel araştırmalar neticesinde hazırlanılıyor
-Dini yanlış ve batıl inançlarla anlatan programlar kuruldan geçemiyor
-Halkı özendirici ve haksız rekabete yol açacak reklam ve programlar yasak
-Erotizm seviyesindeki çıplaklık ve ahlaksızlık yasak
-Ölüm haberlerinin reytinge malzeme edilmesi yasak
-Teröriste ‘’peşmerge-savaşçı’’, Şehide ‘’ölü’’ diyen kanallar kapatılacak.
-Fitne ve fesatlık dolu, insan ayrımı, şeytanlığı yayan diziler tamamen kaldırılmıştır.
-Futbol yayınlarının çatışma ve ayrılık özendirici ve fanatizm dolu tarafları kaldırılmıştır.

Yukarıdaki maddeler ana yayınlar yasasına ek maddelerdir. Uygulamaya alınmıştır.
Arz ederim.




+



General Abdullah KARABEKİR

Hicaz Birlikleri Komutanı

2035

Medine İlçesi

 Sayın Başkan. Arabistan vilayetindeki durum, büyük savaş öncesine göre çok daha muazzamdır.  Halk, kurtarıcı olarak gördükleri bizlerden desteklerini esirgememiş, bize gönül desteğiyle en büyük gücü vermiştir.
 Kaçaklar yakalanmış olup, ellerindeki maddi kaynaklara el konmuş, sahibi oldukları petrol kuyuları ateşe verilmiş, kapatılıp gömülmüştür.
 Bölgede konuşlanmış olan siyonist gruplarla ilk gün girilen çatışmalarda ilk belirlemelere göre verdiğimiz şehit  27 kişidir.  Onlardan verilen leş sayısı 1453 kişidir.

 Çatışmaların 3. Günü zafer bizim olmuştur. Kutsal topraklardan yer altından tekrar örgütlenme çalışmaları yürüten grupları silmiş bulunuyoruz. Tüm belge ve dökümanlarına el konuldu. Tüm varlıkları tasviye edildi ve bölgede çalışmada bulundukları tüm binalar, araç gereç, hücreler ve yer altı tünelleri yok edildi. Tünellerden çıkan ahşap oyması putlar yakılmış, halka dağıtacakları düşünülen uyuşturucu otlar ve haplar imha edilmiştir. 

 Zaferimizin içinde bulunduğumuz bu yılında hala köhne ve eski fikirlerini sürdürmeye acizce çabalayan bu tür böceklerin üremesine asla izin vermeyeceğimi tekrar belirtirim. Peygamber yurdu kontrol altındadır. Ve bölgede askeri bir harekata ve kontrole gerek kalmamıştır.
 Zamanında düşmanın kurduğu tuzağa düşerek bizim önceki devletimize hıyanet eden arap çetesi yüzünden hiç suçu olmasa bile çoğu arap asıllı vatandaşımız utanmakta, yüzümüze bakarken hüzünlenmekte, gönülden hicap duymaktadır. Gönüllerini kazanarak böyle bir ihtimali ortadan kaldırmışızdır. 

 Kutsal kitabımızın gerçekleri bölgede tatbik edilmeye başlanmasının 15. Yılında çoktan bölge halkı değişmiş, israf, lüks düşkünlüğünün önüne geçilmiştir. Zenginlik ve petrol satışlarından elde edilen lüks malların satışı ve elde edilen gelirle aşevleri, halkevleri kurulma faaliyetleri sonuçlarını vermektedir.
Bölge halıkı durumdan memnun ve destekçidir.
Arabistan Şehrinden vatandaşlar size selam ederler.




Orhun ÇELİKTEPE 

Kazakistan Valisi

2045

Turkestan


 Biz Kazak halkı olarak sizin oluşturduğunuz birliğin bir parçası ve Türk Devletinin bir şehriyiz. Bunca yıldır Kazakistanın yalçın dağlarında çok üşümüşüz. Çok yalnız kalmışız. Ancak farketmemişiz.

 Anadolunun Oğuz Türklerinin başlattığı ve kurduğu bu adil ve büyük düzen içerisinde ve yönetiminde bir parça olmaktan. Ve daha da önemlisi bu sistemin içinde bütünleştirici olmaktan duyduğumuz memnuniyet kelimelerle ifade edilemez boyutlardadır. Ne desek tam olarak anlamlandırılamayacak, duygularımız yerine oturmayacaktır. 

 Uralların coşkun nehirleri artık daha berrak, dağlarındaki karlar artık erimiştir. Üzerimizdeki örtü kalmıştır. Kazak halkı bunca seneden sonra artan ve daha çok güçlenen bir biçimde devletine olan güvenini yinelemektedir.
Atillanın torunlarına selam olsun. Türk yurdu ilelebet yaşasın.



Murat ŞAHİN

Ergenekon (Eski israil) Valisi

2045

Zaferalanı İlçesi


Türk yurdu Başkanına.

 Asırlar önce toplumlaştığımız uzak asya bölgesi olan Ergenekonun adını verdiğimiz ilimizin Zaferalanı ilçesinde bayrak töreni ile ulusal marşımız İstiklal Marşı eşliğinde 10. Yıl etkinliğimizi kutlamış bulunuyoruz.
 2 yıl önceki çıkan halk isyanında, halkın içine sızan mason birlikleri son kozları olan silahlı saldırı taktiğini uygulamışlar ve halktan 66 kişiyi öldürmüşlerdi. Hakkari Dağ ve Komando Tugayından kalkan skorsky içindeki  10 özel kuvvetler askeri tepelerine indiği anda son bulan başkaldırış, bugün bölgede unutulmuş durumdadır.
  
 Hatırlanan ve unutulmayacak olan ise yapılan asırlık yanlışlar, şeytanın tebliğleri ve ona uyan bir avuç toplumdur. O toplum yaptıklarını unutmuyor. Fiilen yapmasa bile yapılana göz yummanın da aynı yanlışa hizmet, yandaşlık olduğunun bilincindeler. Vicdan sahipleri bu yükün altında ezilmekteler. Gönülleri mühürlü olanlar ise kontrolümüz altında yaşamlarına devam etmekte ve kendileri için gelecek vade gününü beklemekteler.

 Askeri birlik ve karakollarımız muazzam sayıya ve güce ulaşmıştır. Asker sayısı ve devletin ağırlığının resmi görevlilerce hissettirilmesi sayesine bölgedeki kontrolümüz gönüllere ‘’bir daha asla’’ diye haykırmaktadır.
 Ergenekon halkı büyük savaş sırasında içlerinde oluşan korkuyu savaş sonrası defalarca katlamış, korkudan intihar vakaları yaşanmış, ancak artık kontrolümüz altında yaşamaktadırlar. Silahlananlar öldürüldü, silah bırakanlar gözetim altında tutuldu. 2045 yılında ise vaziyet olağandır.
Bölgede dükkan sahibi, işletmeci, zanaatkar işlerini yürüten Türk Devleti İstihbarat elemanları yılardır verdikleri raporlarda herhangi bir başkaldırı veya örgütlenme kaydetmemişlerdir.

 Son birkaç senedir olağanüstü hal durumuna gerek kalmamıştır. Halk daha adil ve insana uygun olan yönetimi benimsemiş, herhangi bir karşı reaksiyon göstermemiştir.
Türk yurdunun Ergenekon bölgesinden selam olsun.
Not: Buranın çayı da tıpkı rizeninki gibidir..



Koray KZDALİNSKY

Moğolistan Şehri Valisi

2045

Ulanbatur


 Sayın Başkan. Moğol Türk topraklarında yıllardır hakim olan kardeşlik rüzgarı bize Ankaradan başlayıp tüm Türk topraklarından geçerek esen bir fırtına gibidir. O fırtına düşmana yıkıp viran edici, bizlere ise saçlarımızdan geçen bir meltem esintisi gibidir.

 Türk yönetiminin adaleti dosta düşmana işte böyle adildir. Yıllar önce imzaladığımız kardeşlik antlaşmasını bir kağıda değil gönlümüze kazımışızdır. Buradaki toplumunuz güven ve adalet içerisinde yaşar ve sizlere  minnetlerini belirtir.
Bir daha milletimiz içinde ayrılık ve sınırların olmayacağına inancımız ve bağlılığımız tamdır. Kısa hayatımızda bize uzun bir kardeşlik imkanı veren tüm Türk dostlarımıza ve bu büyük birliği sağlayan tüm Türki milletlere selamımız vardır.

 Tanrı alıncaya, yerinden sökülünceye kadar antlaşmayı kazıdığımız gönlümüzle hep birlikteyiz.





Türk Devlet Başkanı Teoman

2046

Başkent Ankara

 23. Devlet kuruluş bayramımızı kutladığımız bugün valilik ve komuta merkezlerimizden aldığım bazı bildirimler ve raporlar bunlar. Özbek, Kırgız, Türkmen, Altay, Hakas, Uygur, Sibirya, Saka.. diğer vilayetlerden de tebrik dolu bildirimler tüm vilayetler arasında dolaşıyor. Devletimizin dört bir yanında cokun kutlamalar ve bayram havası esiyor.

 Biz tarihte hep vardık ve varolmaya da devam edeceğiz.


 Yarın da, öbürgün de. Bizler adımızı birlik olmaktan aldık. Türk demek ''güçlü adam'' demektir. Güç de birlikten gelir. Bizler millet olmayı benimsedik. Gücümüzü haktan gelen dosdoğru yola yönelttik. O yolda önümüze çıkan engelleri yoketmek için bu gücü kullandık. 

 Dünyayı her zaman adalet ve düzenli biçimde yönetmeyi kılavuz edindik. Ve bu sayede gönülleri fethettik. Silah zoruyla ve zulümle değil, saygıyı saygınlıkla hakettik. İnsanlar silahımızın soğuk çeliğinden değil, kurduğumuz insani düzenden çıkmaktan korktular. 

 Hak ile adaletle hüküm ettik. Hak geldi batıl gitti. 

 Biz Yaratanın komutan Zülkarneyn ile dünyaya düzen saldığı ordu milletiz. Biz, bir olmuş Türkleriz. 

 İstanbuldan Yakutistan Türklerine kadar selam olsun.





























2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Kardeşim hemen okuyorum benim dh den üyeliğim banlandı yazılarının takipçisiyim changemart saygılar

    YanıtlaSil

Ayıkıyormusun?