15 Şubat 2014 Cumartesi

Protokoller -Giriş-



 Sayın kafası vizeler, finaller, sabah kaynanalarıyla çorba olmuş, hayalindeki araba, ÖTV çıkmazı yüzünden hurdaya çıkmış, pert belgeli sarhoş beyinler.. Nassın Asker?..

 Birçok oyun gördük, birçok oyun bitirdik.. Kiminde can aldık kiminde yarışları yendik. Pc oyunlarından bahsediyorum. Zira ben artık bıktım. Oyun moyun oynamıyorum. Çıkın olum sokağa hayat bu ekranda gördükleriniz diil, matrix mi bu. Neyse bu yahudi oyunlarına gelecek olursak bunlarda extra can alıp level atlayamıyoruz arkadaşım. Bu tek canlı bir oyun. Kaybedersen bi can daha yok.. (Max Payne, dramatik bir ağır çekimle ölür, e'ye basınca hiçbişey olmamış gibi hazırol'da beklerdi..)

 Ve bu GTA gibi sokakta ordan oraya koşturup materyallerle elde ettiğin, bölüm geçtiğin bir savaş diil, manevi bir oyun. Kafanın içinde ve kalbindeki niyetle kazanıp kaybedeceğin bir savaş.

 Yalnız ben böyle oyun görmedim arkadaş. En baba ekran kartları bile bikaç dakka sonra nuri dayının kızılcahamamda üstünde butları çevirdiği mangala döner. Kasa yanar, kül olur.

 Şimdi bu oyunun yazılı ''Anayasası'' na bakağız. Bu anayasa; ''protokoller'' başlığıyla biraraya getirilmiş, önceki yazılarda da ısrarla bahsettiğimiz ''Babil-Mısır'' medeniyetlerindeki ''siyonist'' tecrübeleri birleştiren bir kitaptır. El yazması ve sadeleştirilmiştir. 
 Günümüzdeki karmaşık diplomatik, siyasi, askeri, psikolojik oyunların aksine ve el altından yürütülen planların tam aksine oldukça açık, seçik ve anlaşılır bir dildedir. Tüm siyonistlerin, okuduğunda bu dünyadaki varolma sebeplerini anlayıp uygulayacakları ve aslında uyguladıkları maddelerdir.

 Protokollerin anlatımı en genel haliyle iki topluluğu kapsar; Yahudiler ve yahudi olmayan herkes.
 Protokollerin hemen hemen hepsinde bu yahudi ve yahudiler dışındakiler vurgusu vardır.

Ve Kabala'dan esintiler taşıyan siyonizm'de 3 temel unsur vardır.

Bunlar:
1. Gizlilik
2. İtaat
3. Hahamlar ve Kabala tarafından konulan kurallara kesin bağlılık.


 Bu protokol maddelerini okuyunca tüm bu oynanan oyunları ve oynanacak olanları gayet net bir şekilde anlıyoruz. Bunlara karşı çıkmak cehaletle eşdeğer olacaktır çünkü; protokoller, hem bizim bildiğimiz dünya hayatına gayet uygundur, hemde dünyada değişen dengeleri birebir açıklar.


 Öncelikle bu kitap nedir ne değildir? Nereden ele geçirilip üzerinde nasıl kontrol mekanizmaları kurulmuştur ona bi bakalım. Sonuçta; ''madem bu kadar gizli bi teşkilat nasıl herşeyini biliyoruz yeaah?'' dimi?..

 Siyon protokolleri diye bir araştırma yapsanız netten bazı bilgi ve kaynaklara ulaşırsınız.. Ben internetin derin versiyonuyla da haşırneşirim (ne acayip kelimedir bu)  benim gibi bir konu için 854 kaynak taramayın, gözler far görmüş tavşana dönmesin diye tüm kaynakların en işe yarar yerlerini derleyip topluyorum. Afiyet olsun.

 1905 yılında Rusyada ilk defa kitap olarak yayınlandığı belirtilen ''Siyon Protokolleri'' gerçekte M.Ö. 929 yılında ''Siyon'un eski Babil'li bilgelerinin Protokolleri'' olarak yazılmaya başlandığı biliniyor. (Babil'in uğradığı felaket üzerine bir intikam hırsımı söz konusu orası ayrı konu.)







 Talmud ve Kabala' dan esinlenilerek yazımına başlanan ''protokoller'', tarih boyunca siyonist cemiyetler tarafından geliştirilmiştir. Siyon Protokoller'inin simgesi ilk sayfasında resmedilen yılandır. Yılanın başı, yahudi milletine yol gösteren Babil'li bilgeleri ve gövdesi ise yahudi toplumunu simgeler. Bir haritada gösterilen yılanın, Kudüs topraklarından hareket edeceği, çok fazla coğrafyayı gezdip işgal ettikten sonra tekrar Kudüs'e döneceği belirtilir. Ayrıca Kudüs'ten hemen önce uğrayacağı şehir de İstanbul olarak gösterilmiştir. Ve altındaki notta ''Bu harita Türkiyedeki yahudi ihtilali olan ''Jön Türk'' hareketinden çok önce çizilmiştir.'' yazar.

İlk defa 1903 yılında bir Rus gazetesinde özet olarak 2 parça halinde yayınlanan ''Protokoller'', 1905 yılında Rus papazı Sergei Nilus tarafından kitap haline getirilerek bastırılıp yayınlanmıştır. Ancak bu ana kadar kitap, Rusya dışında bilinmemektedir.


 Sergei Nilus, kitabın baş sayfasındaki önsözünde;  bu kitabı bir tanıdığından el yazması olarak  aldığını, onun da, bir bayan arkadaşının Fransa'da bir mason locasından, üst rütbeli bir masondan çaldığını aktarmıştır. Aynı önsözde Nilus; bu maddelerin toplantılardaki tecrübelerin bir özeti diil, toplantılarda sık sık okunan kurallar bütünü olduğunu da yazmıştır. 

 Sergei Nilus'un komünist ithilalinden önce yayınladığı bu kitap Rusya dışına çıkmamış olsa da, Komünizmin gelişinden sonra Rusya'dan kaçan bazı kişilerce Amerika ve Avrupa'ya götürülmüştür.




 Papaz Sergei Nilus, bu kitabın ikinci baskısını 1917 senesinde hazırlamış, fakat piyasaya çıkmadan yahudi Kerenski ihtilal yaparak iktidara geçmiş ve bu kitabın tüm kopyalarının toplatılarak imha edilme emrini vermiştir. Daha sonra Papaz Sergei Nilus, komünist partisi polis teşkilatı tarafından tutuklanmış, sibiryaya sürülmüş ve burada işkence sonucu ölmüştür.

 Komünist Rusya'da bu kitaba sahip olmak ölümle cezalandırılacak bir suç sayıldı ve aktif komünizm battıktan yıllar sonra bile bu ceza yürürlükte idi. Ve diğer komünist ülkelerde de durum aynıydı. Komünist olmayan bazı ülkelerde ise, ölüm dışında ağır cezalar uygulanmıştır.

 Protokollerin Amerika ve Avrupada basılıp yayıldığını gören yahudiler telaşa kapılarak satışını önlemeyi amaçlamış, komünist rusya ve güney afrika ülkelerinde bulundurulmasını ölüm cezası ile engellemiş de olsalar, Avrupa ülkelerine fazla etki edemeyince karalama kampanyası başlatmışlardır. ''Protokoller''in yahudi olmayan biri tarafından, yahudileri kötülemek için yazıldığını, sahte olduğunu, yalan dolan olduğu ile ilgili haberler yaymaya çalıştılar. 26 Haziran 1933 tarihinde İsviçre yahudi cemiyeti isviçre mahkemelerine başvurarak bu kitabın sahte olduğuna dair bir karar çıkarılmasını istemiş, yahudi olan mahkeme hakimiyle isviçre yasalarında olmayan tarzda bir yargılamayla, ''sahte'' kararını çıkarttırmışlardır. Hatta mahkeme kararının çıkmasından önce yahudi basını kararın ''sahte'' olarak kendilerinin lehine çıktığını yayınlamıştır. 

 1937 yılında İsviçre yargıtayı bu mahalli mahkemenin usülsüz yargısının tümünü bozmuş olsada yahudiler bu bozgunu görmezden gelerek mahalli mahkemenin kararı yürürlükteymişcesine kendi istediklerini yapmaya, kitabı aşşağılamaya ve sahte olduğunu söylemeye devam etmişlerdir.

 ''Siyon protokolleri'' bir kısım göçmenler tarafından Rusya'dan Amerika, ve Almanya'ya götürülmesinden ve basmından sonra meşhur olmuş ve sadece ingilizce baskısı 1 milyondan fazla satmıştır. Buna rağmen tüm dünya satışlarında Adolf Hitler'in Kavgam kitabı kadar ne satmıştır, nede hakkında konuşulmuştur..


                                                               PROTOKOLLER

1. Protokol

•   Yaratılışın kanununa göre hak, kuvvette yatar.
 
•   Siyasetin ahlakla bağı yoktur. Ahlaklı hükümdar tahtında duramaz. Bu gibi vasıflar Yahudi olmayanların krallıklarına ait olmalıdır. Biz bu vasıflara göre hareket etmemeliyiz.
 
•   Gayemiz uğruna rüşvetçilik, düzenbazlık ve hıyanetten çekinmemeliyiz.
 
•   Hürriyet, eşitlik, kardeşlik gibi kelimeleri biz bağırdık, “budala papağanlar” bu oltamıza takıldı. Gerçekte eşitlik yoktur. Bu gibi sloganlar Yahudi olmayan hükümetleri mahfedici kurtçuklar oldular. Bu sayede Yahudi olmayanların aristokrasisini mahfetme imkanına kavuştuk.
 
•   Onun yerine, bizim para ve tahsil esasına dayanan kendi aristokrasimizi kurduk.
 
•   Halk temsilcilerinin değiştirilme imkanı onları bizim elimize verdi ve bizim tayin imkanımıza bağlandılar.


  -Irkçı siyonistler ilk cümlede ''güçlünün daima haklı'' olduğunu haykırıyorlar. Siyasetin ahlakla alakası olmadığını, Ahlaksız hükümdarların yahudi olmayan tüm devletlerde olacağını da vurguluyorlar. İtirazı olan? Ahlaklı hükümdarı olan tek devlet bilen, duyan, gören?

  -Özgürlük, kardeşlik gibi kelimelerle nasıl oynandığını da açıklıyorlar. 

  -Son maddeye dikkat. Halk temsilcilerinin (yöneticilerinin) değiştirilebilir olma imkanı. Bu cümleden kasıt cumhuriyet tipi seçime bağlı yönetim tarzıdır. İmparatorluklarda yöneticiler halk tarafından değiştirilemezken, Cumhuriyet tipi yönetimlerde halk, kendini yöneten veya temsil edenleri (örneğin milletvekilleri) kendisi seçer (?)  Kendimizmi seçiyoruz acaba? Acaba?



2. Protokol


•   Gayelerimize ulaşabilmek için savaşların mümkün olduğu kadar arazi kazançları ile neticelendirilmemesi zorunludur. Böylece savaşlar ekonomik alana kaydırılacaktır. Halkın içinden kölece itaatlerine göre titizlikle seçeceğimiz yöneticiler, yönetim sanatında eğitim görmemiş kişilerden olacak ve kendilerinin danışmanı, uzmanı olan ve bütün dünya işlerini yönetmek amacıyla çocukluğundan beri özel olarak yetiştirdiğimiz zeki ve bilgili kişilerin elinde oyunumuzun piyonları haline geleceklerdir. Yahudilerin tertip ettikleri Darwinizm, Marksizm, Nietzcheism’in başarılarını ve bu direktiflerin Yahudi olmayanların fikirleri üzerinde nasıl bir bölücü etki yaptığını görmek her halde zor olmayacaktır. 

 •  Basın ihtiyaçları zorunluymuş gibi göstermeli, halkın şikayetlerini dile getirmeli ve böylece hoşnutsuzluk yaratmalıdır.


• Yahudi olmayanlar, olanların sonucunu düşünmeden, ezbere usül yönetilmeye alışkındırlar. Bu yüzden bizim onları düşünmeye ihtiyacımız yoktur. Bırakın onları vakti gelinceye kadar eğlensinler. Eski, görkemli mazilerinin ümidi ve zevki içinde yaşasınlar. Bırakın onları bizim ''bilimin emirleri'' diye kandırdığımız oyunların başrollerini oynasınlar.  Basınımız aracılığıyla bu düşünceye devamlı olarak körü körüne bağlılık uyandırıyoruz.

• Basın sayesinde kendimiz gölgede kalarak etki etme gücü kazandık. Her ne kadar kan ve gözyaşı içinde toplanmak zorunda kalmışsak da altını ele geçirdik. Halkımızdan birçoğunu feda ettik ancak altın elimize geçti. Safımızdan feda edilen her bir şahıs, Allah katında yahudi olmayan bin şahısa bedeldir.



 - Yahudilere ait bir içki varmı? Ondan istiyorum. Nasıl kafa lan bu.. Neyse sulandırmadan.. 

   Savaş sonucu toprak alma, verme devri bitti diyor protokol no:2. Çünkü toprak ayarını sadece kendilerinin düzenlemesinin mümkün olması için savaşların ekonomik sebepler yüzünden yapılıyor görünmesi gerekli. Ortadoğuda yapılan her savaşın medya tarafından petrole çekilmesi de bu sebeptendir.

   Halkın içinden köle (!) olacak adamların seçilip yönetici kadrosuna yükseltileceği kendilerine itaat olarak en yüksek seviyede olanların ise daha çok yükseleceğini alıyoruz. Ancak ilginç bir nokta var. Tüm yöneticilerin yanıbaşında, çocukluktan yetiştirilmiş eğitimli ajanların ''danışman'' olarak görev yapacağı da açıkça yazılıyor. Biz herhangi bir ülkenin başkan yada başbakan danşmanlarını tanıyormuyuz? Haklarında herhangi bir bilgimiz varmı? Yok.

 - ''Tüm -ist ve -izm' lerin bölücü düşünceler olarak tarafımızdan varedildiğini de bilin.'' diyor yahudiler..

 - Üçüncü paragrafta altını çizdiğim yer; ''bilim, bilim ulan bu cahilll ne anlarsın sen heleheleee!..'' diyerek sallanan tüm palavralara gelsin. (ateizm. mp3)

 - Ve son paragrafta duygu sömürüsü yaparcasına kendi milletinden olan insanların bir kısmını 2. Dünya savaşı tezgahında katlettiğini haykırıyor yahudi ileri gelenleri (!) ama altın elde ettik diyerek ekonomik gücü elde ettiklerini ekliyorlar. Ama son satırlar hakkında herhangi bir yorum yapmayacam. Zira açıklması kendinden komik olacaktır.


3. Protokol



•   Anayasal devletlerin dengesini bozduk.
 

•   Liberalizmi kullanarak onları rekabet haline soktuk. Kısa bir zaman sonra karışıklıklar ve iflaslar bütün dünyayı kaplayacaktır.
 

•   Bütün halk, yoksulluk nedeni ile, ölesiye çalışma zorunluluğuyla zincirlenmiştir.
 

•   Bütün dünyaya hükmedecek olan hükümdarlarımızın taç giyme zamanı geldiğinde, ona engel olmak isteyen her şey aynı eller tarafından ortadan kaldırılacaktır.
 

•   Bilimin bu günkü durumu ve bizim yönlendirdiğimiz gelişimi sayesinde insanlar basılı şeylere körü körüne inanıyorlar.
 

•   Fransız İhtilaline “Büyük” sıfatını biz verdik. O’nun hazırlanışındaki sırları gayet iyi biliyoruz. Zira o tamamı ile bizim eserimizdir. O vakitten beri daima, dünya için hazırladığımız Siyon Kanı’nın Despot Kralı için çalışıyoruz.
 

•   Krallığımızı kurduğumuz zaman, “Özgürlük” kelimesini lügatlerden silmiş olacağız.
 

•  Bizim otoritemiz, devamlı yiyecek kıtlığı, ve işçinin beden zayıflığında gizlidir. Çünkü zayıf olan iradesinde bize başkaldırma yetkisi bulamayacaktır. Kralların otorite hakkını, açlık bize daha sağlam şekilde verir.

•  Yahudi olmayanlar, bizim uzmanlarımızın telkinleriyle, harekete geçirilmeksizin düşünme alışkanlıklarını kaybetmişlerdir.

• Yahudi olmayanlara okullarda eğitim olarak sınıf farklılıklarını okutuyoruz. Hiçbir insan aynı işi eşit derecede yapamaz. O yüzdendir ki farklı tahsillerde ve sosyal sınıf farklılıkarında tutulmalıdır. Halk, okullarda öğrendiği bu sınıf farkı yüzünden, iktidara gelen yönetici sınıfına kendi kendine itaat eder. Bir kör, kendisinden üstün saydığı tüm sınıfa kin duyar. Çünkü sınıf ve durumun manasını anlayamaz.

• ''Hürriyet'' kelimesi, insan topluluklarını her çeşit otoriteye, yönetime hatta yaradılış kanunlarına karşı bile mücadeleye sevk eder. Bunun için biz kallığımızı kurduğumuz zaman, kitleleri kana susamış birer hayvanlar haline getiren bu kelimeyi hayat lugatından silmeye mecbur olacağız. Gerçekten bu hayvanlar kan içip doyduklarında yeniden uykuya dalarlar ve o zaman onları zincirlemek mümkün olur. Onlara kan vermezseniz uyumazlar ve mücadeleye devam ederler.


- Kapitalist sistemle şirketleşme ve rekabetin bir sonunun olduğu, ve yıkılacağı anlatılıyor. Amerikadan gelen büyük şirket iflası haberleri şimdiden basın yoluyla kulağımıza çalınmakta. Ve halkın fakirleştirilmesi.. Yahudilerin en büyük amaçlarından biri halkın işçi sınıfına itilmesidir. Kendilerinden olanların zengin, sıradan bütün insanların ise işçi sınıfına itilmesi, köleleştirme ideolojisinin planıdır. Açlık oyunlarıyla da desteklenecek olan bu plan, çoktandır yürürlükte ve GDO lu besinler ne zaman çıktıysa, açlık oyunlarının ön gösterimi başladı demektir. Dünya çapında tarım üretim rekoltesi hızla azalıyor ve hormonsuz, ilaçsız besin kalmamış durumda. Tüm hormonlu tohumların üretildiği ülke ise neresi? Tabiki İsrail.

- İkinci paragrafı ne zaman okusam bizdeki gezi parkı, brezilyadaki isyanlar, ukraynadaki şu sıra devam eden isyanlar gibi suni, ve saman alevi gibi pat yanıp pat sönen isyanlar aklıma geliyor. Gerçekten iyi sahnelenmiş oyunlar bunlar. Yani yahudi diyor ki; biz sinirlenmiş halkların gazını alıyoruz diyor. Bu mücadele cik' lerle oyalayıp mücadele ediyormuş havası veriyoruz diyor. Asıl oyun daha sonra diyor.


4. Protokol


•   Görünmeyen bir gücü kim yıkabilir? Bizim gücümüz böyle gizli bir güçtür. Yahudi olmayan masonluk bize ve amaçlarımıza paravan olarak hizmet eder. Bu sayede gücümüzün hareket planı ve hedefi, tüm halk için bilinmeyen bir sırdır.
 

•   Yahudi olmayanlara düşünme ve anlama fırsatı vermemek için, ilgilerini ticaret ve sanayiye çevirmeliyiz. Böylece bütün milletler, kazanç peşinde birbirleriyle yarışırken, ortak düşmanlarının farkına varamayacaklar ve tamamen yutulmuş olacaklar.



•  Özgürlük, Allah'a iman ve insanların kardeşliği temeline dayansa, Yaradanın; insanları derecelere ayıran kanunları kesinlikle reddeden eşitlik ilkesine bağlansa, zararsız olarak ve halkın refahını bozmadan devlet idaresindeki yerini alabilirdi. Böyle bir imanla bir halk, dini idare biçimiyle idare edilebilir ve Allah'ın yeryüzünde düzenlediği nizama itaat ederek, manevi eli altında saygıylı bir şekilde yürürdü. Bu sebeple bütün imanların el altından mahvolmasına çalışmak, yahudi olmayanların kafalarından Allah ve maneviyat düşüncelerini koparmak, onun yerine hesap ve maddi ihtiyaçları yerleştirmek bizim için zorunludur.

• Üstün gelmek için şiddetli mücadeleler verecekler ve bu toplumlar siyaset ve dine büyük bir nefret besleyeceklerdir. Tek amaçları altın, yani maddi güç olacaktır. Başka bir şeyi düşünemeyeceklerdir.



 - İlk paragrafta masonluğun nasıl bir araç olduğu bahsediliyor. Tüm zengin, elit, ensesi kalın ama kandırılmış mason biraderlere selam çakılıyor. Siyonizmin güçlenmesi için geçen süre içinde yeraltında oluşu, masonluğun gizlenmesiyle oldu. Günümüze baktığımızda masonluğun gizli bir yanı kalmadı çünkü gerek de kalmadı. Ancak siyonizmi hala görebiliyormuyuz? Hayır. Zira siyonizm bir inanış, bir amaçtır. Dünya üzerinde olan tüm kalleşliklere bakın. Siyonizm ordadır.

- Etrafınızda bu konularla uğraştığınız zamanın başından beri kaç kişi sizi dinliyordu? Kaç kişi bu yahudi gerçeğinden haberdardı? Veya kaç kişi bugün bile bu konuyla ilgili ve bilinçli? Herkes ayfonun yeni modeli, ekran kartı ve araba taksitiyle bu kadar meşgulken kaç kişi böyle bir küresel oyunu görür ve bişeyler yapmayı aklından geçirir ki? Beyin böyle yıkanır. İnsanlar için bu konuları internetten de olsa araştırmak veya ''dur bakıyım kutsal kitaplara yahudilerle ilgili bir uyarı varmıymış?'' demekten çok yeni açılan alışveriş merkezini gezmek daha önemlidir. Bir çokları için.

- Paragraf oldukça açık. Yahudiler de Allah'ı ve onun sisteminin mükkemmel olduğunu biliyor. Allah'ın buyurduğu gibi bir yönetim biçimi olsa asıl o zaman hak, eşitlik, refah ve huzur geleceğini biliyor. Hemde çoğu müslümandan iyi biliyorlar. Ve iyi bildikleri için bu imanı mahvetmek zorunda olduklarını da biliyorlar. Ateizm bunun için icad edildi. Düşüncelere atılan en büyük bomba. Tabiki özgür iradeye etki edemezler. Seni internet ve oyun başında oturmaya ve düşünmemeye sevk edebilirler. Ama seni bacaklarından ve belinden o sandalyeye sabitleyemezler. Kalk ordan.


5. Protokol


•   Bütün dünyayı yönetmek için Tanrı’nın kendisi tarafından bizzat seçildiğimiz, peygamberler tarafından söylendi. Biz çok güçlüyüz ve gücümüzden kaçmanın yolu yoktur. Toplumun tüm güçlerini ele geçirmek ve elimizde tutmak için, güçlü bir merkezi hükümet kuracağız. Yeni kanunlar vasıtası ile siyasi hayattaki tüm faaliyetleri düzenleyeceğiz, ve krallığımız bir anda ve muhteşem bir şekilde ortaya çıkacak. Milletler bizim gizli elimizin olmadığı önemsiz özel anlaşmalar dahi yapamazlar.
 

•   Yahudi olmayanların gücünü azar azar tüketeceğiz ve sonunda uluslar arası iktidarı bize sunmaya mecbur kalacaklar. Bu durum herhangi bir şiddet eylemine başvurmaksızın tüm dünya devletlerinin gücünü yavaş yavaş emerek üstün bir yönetim kurmamıza olanak sağlayacak. Bu günkü yöneticilerin yerine Yüksek Hükümet İdaresi adını vereceğimiz bir mekanizma kuracağız.

•  Ahlakın gönüllü olarak kabul edilen prensiplerle değil, cezai tedbirler ve sert kanunlarla muhafaza edildiği, iman ve memleklete dair duyguların suni inançlarla silindiği toplumlara ne şekilde bir idare tarzı verilebilir? 

•  Halkın başı, boş nutuklar atanlar ile döndürülecek ve bu nutuklar o kadar çok olacak ki halkın sabrı taşacak ve siyasete boş bir iş gözüyle bakarak önemsemeyeceklerdir. Halkın siyaseti çözememesi gerekmektedir. Siyasetin ne olduğunu ve neler yapıldığını sadece siyaseti yapanlar bilecektir. İşte bu birinci sırdır.

• İkinci sır ise milli başarısızlıkları, ihtirasları ve medeni hayat şartlarını çoğaltmak. Böylece karmakarışık bir durum içinde bir kimsenin nerede olduğunu bilmesi imkansız olacak ve neticede halk birbirini anlamaz duruma gelecektir.



- 5. Protokol'ün ilk paragrafında bir komedi oyununun ilk perdesini görmekteyiz. Yahudiler her fırsatta Allah'ın onları seçtiğini, onlara özellikler verdiğini, milletlere üstün kıldığını, insandan üstün bir varlık olarak dünyaya getirdiğini ve israil topraklarını onlara hediye olarak verdiğini söylerler. Oysaki Kuran'da Allah, onların aşşağılık bir toplum olduğunu ve o topraklardan kovduğunu, tekrar dünyanın herhangi bir noktasında devlet kurmalarının yasaklandığını söyler..

- İkinci paragrafta yahudilerin merkezi hükümet idaresi adı altında ''tek dünya hükümeti'' ni kuracakları söyleniyor. Zaten bu konudan haberdar olanlar bilirler ki dünya üzerinde kurulmuş bulunan unicef, birleşmiş milletler, nato, avrupa birliği ve bunlara benzer tüm ''birlik''ten kurulmuş kuruluşlar bu ''merkezi tek dünya hükümeti'' nin bir provasıdır. Kulaklara üflenmiş bir ön gösterimdir.

- Dördüncü paragrafta tüm ülkelerdeki yönetimlerin biçimini ve insanların tepkisini özetliyor.



6. Protokol

•   Yakında Yahudi olmayanların servetlerinin dayanamayacağı, büyük servet havzaları haline gelerek tekeller kurmaya başlayacağız.
 

•   Her ne pahasına olursa olsun, Yahudi olmayanları topraklarından söküp atmak en büyük zorunluluktur. Bu amaca en iyi şekilde arazi vergilerini ve ipotek borçlarını artırarak varabiliriz.





- Birinci paragrafta örnek olarak AVM ler ve mahalle bakkallarını görebiliriz. Bunu bir de büyük çaplısını düşünün. 

- Toprak sahiplerini ne olursa olsun bir tehlike olarak gören siyonizm, herkesi toprağından etmeyi planlıyor. Ekip biçme ve hayvancılık bitince, boş duran tarlasını vergisini ödeyemediği için satan insanları etrafınızda görebilirsiniz.



7. Protokol



•   Yahudi olmayanların sanayisini tamamen çökertmek için spekülasyonu yoğun bir şekilde destekleyecek ve lüksü arttıracağız. Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatların artıracak ve bunun sebebinin tarım ve hayvancılıktaki gerileme olduğunu iddia edeceğiz.
 

•   Tüm Avrupa kıtasında ve Avrupa ile ilişkisi olan diğer kıtalarda, anlaşmazlıklar ve düşmanlıklar yaratmalı ve böylece tüm ülkeleri kontrol altında tutmalıyız. Ayrıca, devletlerin hükümetlerinde entrikalar, ekonomik anlaşmalar ve borç yükümlülükleri ile bütün bağları bozmalıyız.


•  Silahlandırılmanın hızlandırılması ve polis kuvvetlerinin arttırılmasıi yukarıda bahsedilen planın yerine getirilmesi için tamamen zorunludurlar. Bizim isteğimiz şudur; Dünyadaki bütün devletlerde bizden başka ancak işçi (köle) sürüleri, bizim menfaatimize bağlı birkaç milyoner, polis ve askerler bulunsun.


- Ülkelerin çoğunda iç karışıklıklar, anlaşmazlıklar, terör korkularının olduğunu biliyoruz işte bunların yahudi kontrol mekanizmaları olduğunu ikinci paragraf bize söylüyor. 

-Son paragrafı okuyunca da aklıma her yıl binlerce polis alımının yapılması geldi..



8. Protokol


•   Hükümetlerde sorumlu mevkilere, Yahudi kardeşlerimizi getirmemizde bir sakınca kalmadığı zamana kadar, halk arasında geçmişi ve şöhreti kötü olan kişilere teslim edeceğiz. Bu kişilerin etrafını siyaset yazarları, hukuk uygulayıcıları, diplomatlar ve özel okullarımızda süper eğitim sistemimiz çerçevesinde eğitilmiş kişiler ile kuşatacağız. Eğer bu kişiler emirlerimize karşı gelmeye yeltenirlerse cezai yaptırımlar ve ortadan kaybolmalar ile karşılaşacaklar. Amacımız, bu kişilerin son nefeslerine kadar çıkarlarımızı korumalarının sağlanmasıdır.





 - Ben bu protokol maddesinde ülke olmuşum da aynaya bakıyormuşum gibi hissettim. İtirazı olan? Yok. devam edebiliriz.


 Yani yahudi diyor ki; toplumun gözünün içine baka baka ''ahanda bu josef. Yahudi ve siyonist. Seni yönetecek. Ahanda başbakan oldu seçim falan da yok ben oturttum koltuğa'' diyebilene kadar, boş beleş kim varsa hükümetlerin başına getirecez. Sende onlardan nefret edecen ''artık yeter'' diyecen. Bizde kendi öz adamımızı ''kurtarıcı'' olarak ayan beyan seni yönetmesi için kralın yapacaz. Yahudi olmayan diil artık direk siyonist bir yahudi tarafından yönetileceksin.









(Bu arada şu site zamanında basımı yapılan tüm kitapları resmetmiş. Ve kibar ve diplomatik bir dille kitabı yazanların yahudilere karşı nasıl da yaramazlıklar yapmış yalanlar söylemiş olduklarını belirtmiş efenim..)






 Devam edecek...