29 Kasım 2013 Cuma

Sembolizm


 Bu yazıda siyonistlerin, eski mısırda firavunun elinde zulüm görmeleri ve köle olarak kullanılmalarından itibaren geliştirdikleri ''sembolizm''i deşeceğiz.

 Yazının müziği de bu olsun  (sene 2003 dolayları. Ne oyundu be)

Siyonizm, Kudüs'deki siyon dağı ve bu dağ üzerindeki kaleyi, ve çevresini ''vaad edilmiş topraklar'' diye niteleyerek mutlaka israiloğullarına, siyonist yahudilere ait olduğunu belirtir. Onlara burayı kimin vaad ettiğini konuya hakim olanlar bilecektir. Ancak bu bir başka yazının konusu olacaktır. 

 Konuya vakıf olanlar bilirler ki siyonizmin anahtarları sembollerdir. Siyonizmin kurulduğu ve felsefi olarak bir kavram halini aldığı kabul edilen M.Ö. 1200 lü yıllar olsa da aslında bu kavramın çok daha öncelerden değişim geçirerek bugünlere kadar geldiği bir gerçektir.

 Siyonizmin kurulma nedeni olarak kudüste bir israil devletinin kurulması ve bu devletin kurulup güvence altına alınması için gereken herşeyin yapılması gösterilir. Yani Siyonizm bu amaç uğruna siyasi-politik-askeri-ekonomik olarak herşeyin yapılması için gerekli ''anlayış''tır.

 Ancak bu tanım Wiki'de bulabileceğiniz tarzda bir anlatımdır ki asla yeterli değildir. Sonuçta yahudiler o toprakları toplu konut yapmak için isteyen hırslı müteahhit Ali Ağaoğlu değildir.

 http://tr.wikipedia.org/wiki/Siyonizm

 Konuyu bilenler olarak bizler biliyoruz ki semboller, kurulduğu yıllardan bu yana insanlar tarafından farkedilmemesi gereken siyonist yahudiler ve onların sadık destekçileri bir takım gizli anlaşma teknikleri geliştirmişlerdir.
 Bu teknikleri de kabalistik tarzda şekil, yazıt, aritmetik hesaplamalar ile süslemiş, gizem ve okültik felsefi anlayış, laflar ile bezemiş, sadece kendilerinden olanların anlayacağı şekilde üzerini örtmüştür.



 Siyonizmin kendine hizmet amacı ile kurduğu ''Masonluk'' için geliştirilen ''birbirini tanıma'' amacı taşıyan özel selamlaşma ve tokalaşma tarzları, kitaplar ve yazıtlarla belgelidir. Bu belgeleri sadece mason localarına girebilen ''zengin'' ve ''elit'' kimseler görebilir(di) 




 Siyonizme hizmet edecek olan zengin kimseler çeşitli test ve inisiyasyon  (kabul edilme) törenleri sonrasında yüklü aylık aidat ödemeleri ile localara kabul edilir.

                           Ayda 2500 dolar ödeme yapacak yeni kardeşimize dostça merhaba diyoruz


Artık mason locaları 1700 lerde kurulduğu gibi bilinemez, yada 60 lardaki gibi yer altında çok gizli bir örgüt değiller.
 Özellikle 2000 'li yılların başında masonluk, siyonizmin kendini kontrollü bir şekilde ifşa etmesiyle  etkisiz, boş bir hal aldı. Masonluk şu anda belediyeye memur olarak girmek isteyen yakınlarına torpil yapan bir makama dönüştü.

Elit partiler verip ellerinde şarap kadehleriyle iki sırıtıp zengin görgüzüsü oynayan, parti bitip dağılınca birbirini çekiştiren tiplerden başka bişey masonlukta kalmamıştır.

                                                      Canım Kardeşim diye bi film vardı

 Masonluğun, siyonizm için ne ifade ettiğini, aslında zenginlerin nasıl birer araç olduklarını ''Protokoller'' yazılarında daha iyi deşeceğiz.

 Konudan sapmamak amacıyla masonluğu bitirelim.

  Semboller, siyonist anlayışa sahip kimseler için tarih boyunca birer anahtar görevi görmüştür. Bu anahtarlar siyonizm için gerekli sistemleri barındıran çeşitli kapıları açar. Bir toplantıda buluşan kimseler çevrelerine çeşitli el kol hareketleriyle sinyal gönderir. Bunu sadece o hareketin ne anlama geldiğini bilen kimseler anlar ve karşılık vererek ''bölgede yalnız değilsin'' mesajı gönderir. Localarda günlerce bu hareketin pratiğini yapan masonlar ''heryerdeyiz'' egosunu yaşarlar.

1800'lü yıllarda hıristiyanlığın içindeki yahudi papazlar göreve bağlılıklarını belirtmek için bu sembolizmi kullanırlardı.

Bu hareketleri o yıllarda ve sonrasında da bilenlerden başkası anlayamazdı. Ve bu sayede ''yerüstünde'' dahi olsalar anlayışlarını ve güçlenip yayılmalarını ''yeraltından'' gerçekleştirdiler.

 Artık konunun laçkalaşmış hale gelmesinden dolayı her film ve dizide veya popüler kültürün her alanında ''aha göz buldum - piramit var hehehe'' durumundaki genç ergen beyinler konunun dalgasındalar. Bunu biraz düşününce ben ''neden kendilerini ifşa ettiler?'' sorusunun yanıtlarından birini buluyorum.

 - Kendilerini kontrollü bir biçimde, önemsenmeyecek veya unutulacak şekilde ifşa ederek dünya çapındaki çoğu insanın ''hadi lan ordan öyle şeymi olur korkun diye yapıyorlar'' fikrine kapılmasını sağlamak.

Ancak bu fikir dahi,  neden tüm kültürlere bu sembolleri yaydılar? Neden her filmde veya yayında, araba ambleminde, ünlülerde, mimaride..şunda bunda sembolleri var? Sorusunu yanıtlayamıyor.

 Tarihin en eski dönemlerinden bu yana neden bu semboller heryerde? Sorusunu da bu yüzeysel cin fikirli abilerimiz veremezler.

 Artık çok paylaşıldı bu sembolizm dolu hareketler ancak görsel olması amacıyla şunları ekleyebiliriz:

 Şunu anlamalıyız ki; siyonizm ''ün'' kavramını kendisi kurgulamış, sistematik hale getirerek topluma sunmuştur. Yani evde annenin yaptığı keki yerken eline gitarı alıp ergen zihniyetiyle ''akdeniz akşamlarııeea'' diyerek Rockstar olamazsın. Justin Bieber de fakir ailesine bakmak için düğünlerde gitar çalarak müziğe başlamadı. (bu şahıstan ilk ve son kez bahsedişimdir)

 Taktik basittir; insanların arasından birazını destekle, ünlendir, sahne ışıkları ve görkemli sahnelerde sunumunu yap, sansasyonel haberler ve marjinal hayatını gösler önüne serecek medya organı hazırla (magazin) takip edilmesini, merak edilmesini, peşinde koşulmasını sağla.
 Tebrikler ''idol''ünüz hazır. Artık ünlünüzü ''hayat rolmodeli'' yaptınız. Kitleler onun gibi giyinecek, onun gibi yiyip içecek, onun aldığı eşyaları kullanacak ve en önemlisi o hayatını nasıl yaşarsa aynısını yapacak.


                                               Tek gözleri gölgede bırakılmış Beatles abileri





 İnsanı kopya koyuna çevirmek için uzaydan beyinlere alçak frekanslı lazer ışınları yollamanıza gerek yoktur. Beyin yıkama dediğimiz olay medya kolu ile bu şekilde kolaylıkla gerçekleştirilir. Medya size sık sık aynı cümleleri fısıldar;

- Kontrolü kaybet
- Anı yaşa
- Düşünme
- Oluruna bırak
- Kendi kaybeder sen dalgana bak
- Sen istersen herşeyi yaparsın

 Ünlüler canlı put'dur.   Herkes tam manasıyla tapınmasa bile en azından yaptığı bir hareketi beğense programa dahil olmuş demektir. Ve şunu anlamamız gerekli ki bu sistem herkesi tek bir çaba ile kesin olarak robotlaştırmayı öngörmez. Bunu da zaten yapamaz. Sadece ''Ünlü'' örneğinden gidersek; herkes Rhianna'nın klibini izledi diye dinden imandan çıkacak değildir. Ancak Rhianna'nın giydiği taytı ''kıçım açıkta'' düşüncesini unutacak şekilde rahatça giyen,  sevgilisiyle gözler önünde sevişmesini ''normal artık'' diye karşılayan beyinler böyle böyle hazırlanıyor. Bu düşünceler, bu tür  çabalarla ''normalleştiriliyor'' Ve bu sistemde ne kadar fazla insanın değerleri yozlaştırılırsa o kadar amaca ulaşılmış demektir.

 Amaçlanan;  ''örnekleştirilmiş'' ünlüler aracılığı ile manevi değerleri yıkarak yozlaşmayı ve yoz hayat kültürünü ''normal'' hale getirebilmektir. Ve çevrenize baktığınızda değerlerinden yoksun, manevi duyguları eksik, ancak materyal'e verdiği önem çok fazla (ayfonun yeni modeli, arabalar, para, lüks hayat..) olan insanların ne kadar çok olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.
 Eğer ailenizde yaşça ve tecrübe olarak büyük amca, dede'niz varsa ona sorun. 70'li yıllarda bu yozlaşmış düzen ne seviyedeydi, şimdi ne seviyede. Eskiden ne kadar göz önündeydi bozuk düzen. Veya düzensiz yaşayan insan sayısı ne kadardı..

 İnsan hayatında yozlaşmaya sebep olmak tek bir amaç için yapılır:  Daha falza kişinin daha fazla günah işlemesi.


 Siyonist sistemin bir üyesi olan ve bundan dünya üzerinde az bir zevk sağlayabilen materyal faydalardan faydalanmak isteyen kişi veya kurumlar, şirketler siyonizmin sembol edindiği şekilleri ürettikleri ürünler, yayınlar, eşyalar ve hizmet logoları üzerinde göstermek zorundadırlar.

 Çünkü bu, içinde bulunulan sistemin imzasıdır. Bu sisteme biad (itaat) edeceğinin göstergesidir. Ve bu gösterge sık sık terkrar edilerek güven sağlanır.
 Güven elde eden kişi veya şirketler maddi desteğe boğulur. Büyür ve güçlenirler. Ve ilerde kullanılmak üzere geliştirilirler.

IBM computer
 
                                                Hamburger restoranının bu el işaretiyle alakası?
                                                               

 En popüler ve internete yayılan bilindik sembolleri piramit ve tek göz'dür. Piramit, siyonizmin katları, her katta alınan tecrübe ve son katlarda alınacak olan kabalistik büyü eğitimleriyle aslında siyonizmin neye hizmet ettiği öğretileri temsil eder. Piramitlerin Eski Mısırda inşaa edildiği ve nasıl mümkün olduğu konusunda çeşitli söylenceler vardır ancak tam olarak nasıl inşaa edildiği halen açıklanmamıştır.
 Piramit, sadece eski mısıra özgü değildir.


İnsanlık tarihi boyunca insanlar bu şekle sahip tapınaklar inşaa ettiler. Bu şeklin neye hizmet ettiğini ve neden inşaa edildiği konusunda az da olsa bilgimiz var ancak kesin olan bir şey var ki siyonistlerin taparcasına önem verdiği, aritmetik hesaplamalarla farklı formlarda heryerde kullandığı bu şekil, kabalistik büyü öğretilerinde cin'lerle iletişimde kullanılıyor ve Hz Süleymanın Mühründe bulunuyor.

 Hz Süleyman, peygamberler arasında farklı bir özelliğe sahipti. Hem insanların hemde cinlerin peygamberiydi. Başka bir boyutta yaşayan ve bizimle iletişimleri yasaklanmış olan cinler alemine de etki edebilen ve zamanında toplumunun kralı olan Hz. Süleyman, cinleri emrinde kullanıyor, onlara bina inşaa ettiriyordu.
                                                        Hz. Süleyman ve cinler tasviri

 Hz. Süleyman'ın bu özelliklerle donatılması Allah tarafındandır. Ancak siyonistler, Hz. Süleymanın altı köşeli yıldız mührü sayesinde ve ona yüklenen büyüler sayesinde bu hüküm gücüne ulaşabildiğini söyler.

 Bir peygamberin kendisine özellikle verilmiş mucizelerinin itibarını yerle bir etmek isteyen siyonizm yaratıcıyı bu konunun dışında tutmak için bu yalanı uydurmuştur. Hz. Süleyman herhangi bir büyüyle uğraşmadan cinlere, kuşlara, insanlara hükmedebiliyordu. İnsanlara büyüyü gösteren ve insanları önce uyararak ''bu kötü bir iştir, fitnedir gelecekte bunları size öğretenlere itibar etmeyin'' diyen iki melek olan Harut ile Marut'dur.

 Ve bir efsaneye göre insanların işlediği günahları kınayan meleklere Allah; ''Siz de onlardan olsaydınız siz de aynısını yapardınız'' der ve içlerinden en iyi olan ikisini Harut ile Marut'u yeryüzüne Babil şehrine gönderir. Ve iki melek insanlara sihir ve büyüyü öğretir. Büyü, ilk olarak Babil zamanında başlamıştır.

Hz. Süleymana atfedilen sembol siyonistler için en önemli sembollerden biridir.








 Ve diğer bir önemli sembol ise tek gözdür. Tüm medya organlarında kullanılan ve masonlar arası işaretleşme sembollerinden olan göz ise şeytanın gözü olarak nitelendirilir. Ancak bu nitelendirmeden çok, bir gerçektir.

 Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail iyi anlaşan bir baba ve oğuldur. Hz. İsmail babası ile iş tutacak yaşa geldiğinde baba Hz İbrahim bir rüya görür. Ve ertesi gün oğluna ''rüyamda seni boğazlıyordum oğul'' der. 

  Peygamberlerin rüyaları vahiy niteliğindedir. Ve peygamberler seçilmiş oldukları bu özel görev sebebiyle biz sıradan insanların uğradığı sınavlardan daha ağır sınavlara tabi tutulmuşlardır.

 Bunun üzerine oğul Hz. İsmail; ''Neyle görevlendirildiysen yap baba. Beni sabrederken bulacaksın'' der. Hz. İbrahim oğlunu kurban etmeye, yerleşim biriminden uzağa, çöle doğru giderken karşıdan gelen bastonlu yaşlı aksak bir adam görür. Bu adamı ilk defa görmektedir, yanından geçip giderler. Adam arkasına döner ve ''nereye böyle o çocuğun gözünü neden bağladın yoksa kesecekmisin?'' der. Hz. İbrahim aldırmaz ancak az sonra sesini yükselterek adam; ''dur yapma sen delirdinmi, aklınımı kaçırdın, sen çılgınsın'' diyerek Hz. İbrahimi sinirlendirir. Ve Hz İbrahim yerden irice bir taş alıp adama doğru ''benim işime karışma'' diyerek fırlatır. Taş adamın sağ gözüne denk gelir ve adamın gözü kör olur.

 Cinler, başka yaşam formlarında insanlara görünebilme yeteneğine sahiptir. Ve cinlerin başı şeytan, yani iblis de bir cindir.  İblis sol gözüyle görür. Sembollerde bu sebeple sol göz kullanılır.

 Gidecekleri yere vardıklarında Yaradan, Hz. İbrahim'e oğlunun da kendinin de sabrettiğini, ve oğlunu kurban etmesine gerek olmadığını söyler. Ve Hz. İbrahime kurban etmesi için bir kurbanlık hayvan gönderir. Çeşitli tefsir ve çevirilerde bu hayvanın dağ keçisi olduğu söylenir.

 Tevratın bozulmamış orjinal metinlerinde de bu hayvan bir keçidir.


 Siyonizm bu sebeple keçiyi şeytan tasfirlerinde kullanır.

Tek göz sembolüne atıf edilen anlamlar bununla sınırlı değildir. Eski Mısır medeniyetinde tanrı kabul edilen put ve yönetici sınıfından insanlar vardı. Horus, seth, osiris, wedjat, ra.. Bu şahıslar taht kavgası yaşayan Mısırın eski, mitolojik yöneticileri ve aynı zamanda ilahlarıydı. Çünkü aptallaştırılan Mısır halkı gözünde ilahlaştırılmış kimselerdi ve tanrı olarak görülüyorlardı.

 Mısır zamanında da bu sembol kullanılmaktaydı. İsmi geçen krallarına veya başka birşeyi anlatmak amacıyla kullanılmış olabilir ancak konumuz siyonizmin neden kullandığı.
 Siyonizm bu eski mısır krallarının ikisine tek göz sembolünü atfederek hedef şaşırtmayı amaçlamıştır. Gerçeği sorgulamayan insanoğlu, gerçeğin ne olduğuna ulaşmakta daha fazla zorlansın, verilen bilgiyi doğru kabul ederek buna inansın diyedir.

                                      Mason devleti olan Amerika'nın tasarlanan ilk bayrağı.

(Ayrıca paralarında piramit ve göz bulunmasına rağmen ''aga bu nedir'' demeden senelerce her gün kullanan amerikalılara da selam ederim.)




Ra'nın gözü motifinde göz üzerindeki çizgi ve alttan devam eden iki ayrı çizginin de bir anlamı vardır ve bu motif bir bütündür. Bir bütünün şeklidir. Üstteki bombeli şekil, estetik operayonlarla kaşı alnının ortasına çıkan Ajda Pekkan'da bile yoktur. Alttan sarkan çizgileri söylemiyorum bile..



                                                              Kullanmamız gereken şey.

 Beynin yandan kesiti verilmiş bölümlerini görüyoruz. Orta merkez ve yan çevre kısmı Thalamus adı verilen merkezi sistemdir. Aha da Wikipeidası


Tüm duyu organları ve merkezi sinir sistemi bu merkezde kontrol edilir, anlaşılır, işlenir.. Bu merkez beynin server'ı gibidir. Tüm sinirlere buradan anlaşılan verilere karşılık olarak tepkiler yollanır. Duyu organlarının raporları burada anlaşılır hale gelir, sinir sisteminden gelen veriler burada işlenip anlaşılır hale getirilir.
Yani beyin buradan öğrenir. Öğrenip ''düşünme'' dediğimiz işi de buradaki verilerle yaparız.

 Eye of Horus (tek göz) şekli, beynin bu bölümüyle birebir aynıdır.






Ve bu şeklin her bir bölümü beyindeki bir kontrol mekanizmasına (bölgesine) denk gelecek şekilde tasarlanmıştır.








Siyonizmin neyi hedeflediğini daha iyi anlıyoruz.  Beyin kontrolü demek sadece radyoaktif uygulamalarla beyni sarhoş insanlar elde etmek demek değildir. Bizler, en azından bizim jenerasyon medyanın icadından beri yalanlarla dolu Tv programları, örnek aldığımız ünlüler, tüketim sistemi, ekonomik daraltmalar ve para manipülasyonları, siyaset ve politika ile beyni yıkananlarız.
 Bunlar sadece görünen dünyaya bakınca gördüklerimiz. El altından yapılan çabaları da deşeceğimiz zamanlar gelecektir.

 Sembolizm siyonistler için vazgeçilmezdir. Yazının başında da söylediğim gibi onların yeraltındaki dünyalarının anahtarları semboller olacaktı çünkü gizli olmaları gerekliydi. Çünkü toprağın üzerinde onlara daha işin başındayken karşı çıkanlar olacaktı. Gizlenip saklanmaktan başka çareleri yoktu.


 Bunun yanında bu semboller popüler kültüre bulaştırılır ve insanlar tarafından kabul edilir. Neden ünlülerin bu işaretleri yaptığına dair hiçbir fikrimiz yoktu. Ve hiç düşünmedik.



Ve sembolizm yukarda da bahsettiğim gibi günümüze veya 1700 lerde temelleri atılan ''siyonizm''e özgü bir anlaşma dili değildir. Bu sistem babilden beri hatta ondan önceki mitolojik çağlardan beri vardır.

                                         Farklı kültürler, aynı inanış tarzı. Mimari ve semboller.







                                                     Bize heykel diye yedirilen bir put.

 Hindu, babylon (babil), mısır, lut, eyke... Bütün bu medeniyetlerdeki put, tapınak, ve sembolizmin birbirine benzer olmasının sebebi tarihin sürekli kendini tekrar ettiğidir. Çünkü kovulmuş olan iblis, veya siyonistlerin ona atfettiği övgü dolu isim olan ''ışık getiren'' lucifer, ırçı kindar bir cindir, ve yaratılışın başından bu yana insanlara kin duymaktadır. Bu konuyu da ayrı bir yazıda deşeceğim sevgili sarhoşlar.


Sembollerin günlük hayata ve popüler kültüre en iyi adaptasyonunun sağlandığı alanlardan biri de heavymetal kültürüdür. Rock müziğin üzerine basınca ciyaklayan sıçan gibi ezilip suyunun çıkarıldığı bu tarzını ben sevmem ama seven sever ona da karışmam. Rock müzikte ve metal tarzda headbang hareketini anlamam ama ilk olarak Black Sabbath’in vokalisti Ronnie James Dio tarafından kullanıldığı varsayılan ''boynuz'' veya ''metal'' işareti denilen hareket.


                                                                  Paris Hilton olmak.


 Rock müziğe adapte edilen bu hareketin müzikle, rock'la, gitarla, yada herhangi müzikle ilgili hiçbirşeyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu, sosyal hayata ve toplumlara kendi kültürünü domine eden siyonizmin başarısını ve propoganda gücünü test etmek amacıyla yaydığı ''öğreti''dir. Ve ayrıca onların anlayışında manevi bir önemi daha vardır.

 Siyonizm yaptığı her ritüelde, söylediği her cümlede lucifer'a övgü yağdırır. Kendilerine ışık getiren varlık olarak tanımladıkları varlığı sürekli överler ve her hareketlerinde ona saygı duyarlar. Ve ortalama bir metal konserinde binlerce kişiye bu hareketi yaptırarak kendilerine göre 'koyun' olan insanların da saygı duymasını sağlamış olurlar.

 Dünya bu denli sapık zihniyetli kişilerce yönlendirilir.


                                                   ''Babil zamanında Rock müzik.'' Adlı eser




Kabala büyü sanatında kullanılan işaretler. Şimdiki zamanda kullanılan el işaretlerinin kökenidir.

 Önem verilen bir diğer sembol de yılandır. Yılanın kökeni kabala büyü sanatına dayanır ve siyonizmde şeytanı ve dünya için yapılacak planları sembolize eder. Siyonizmin yılanı kendi kuyruğunu ısıran yılandır. Yılanın başı siyonizm anlayışını, gövdesi ise illuminati, masonluk gibi siyonizme hizmet eden toplulukları ve dünyanın geri kalanını temsil eder. Siyonist yahudiler için önemli bir semboldür.

                                                       israile ait yeni yıl tebrik kartı



Yıllar önce yahudilerin devlet kurmayı istedikleri alanı gösteren harita. Üzerinde üçgenler olan siyah yılanın çevrelediği bölge, Siyonizmin aktif olduğu ve hedeflediği bölgedir. Günümüzde Dünya'nın en karışık bölgesi de burasıdır.





 Hexagram - siyon yıldızı - Davudun mührü

 Siyonizmin ana anahtarı kabul edilir. israil bayrağında fırat ve nil nehirlerini temsil eden iki mavi şerit arasında yer alır. Tamamen ocült kabala öğretilerine dayanarak yapılmıştır. Hakkında ''iyi ve kötünün karışımından oluşan hayat'' , '' kadın ve erkek birleşimi'' gibi açıklamalar olsa da tamamen şeytana övgü dolu matamatiksel bir semboldür.

Siyon yıldızı;

6 küçük üçgen, 6 kenarlı hexagon (altıgen), 6 köşeli yıldızdır.  =  Siyon yıldızı 666'yı, şeytana atfedilen sayıyı gösterir.

2 eşkenar üçgenin birleşimidir. Ve 60 - 60 - 60 derecelerden oluşur..









Sembol çok. Devam edecek.



22 Kasım 2013 Cuma

Başkan 2046



Saygıdeğer Türk Milleti.

 23. Türk Devleti ilanı ve kuruluşu vesilesiyle, bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım. Biz, içinde bulunuduğumuz yüzyılda mutlak bir onur, gurur vesilesi olarak kurduğumuz ve geliştirdiğimiz devletimizle gurur duyuyoruz. Haklı gururumuzu şanlı tarihimizle perçinlemiş, ve tüm Dünya Türk Devletleri olarak büyük Türk Devletine yakışan bir biçimde tek yürek olan Türk milletine olan minnetimi ifade etmek isterim.

 Türk Devleti olarak bize tabi olan, olmayan herkese eşit mesafede ve adiliz. Artık bu yeryüzünde kimseye korku, huzursuzluk yok. Fitne, fesatlık, bozgunculuk, yapmacıklık, siyaset ve politika 23 sene evvel toprağa bir daha hiç çıkmayacak şekilde tarafımızdan gömülmüştür. Tüm insanlık; güven ve huzur içinde yaşasın.

Türk Devlet Başkanı Teoman

2046

Başkent Ankara


23 yıl önce:

 Asırlardır düzmece kitapları ve hain fikirleriyle insanların üzerinde bir sisteme sahip olmuş, ekonomik, politik, siyasi, sosyal sistemlerin tasarımcısı, kurucusu, ve tepesinde makinisti haline gelen yegane ve büyük sistem kurucu rolü ile mutlak güce sahip olmayı tek hedef haline getiren siyonist sistem 2000 li yıllarda kendini iyice su yüzeyinde göstermeye başlamıştı.

 Tarihte Amerikanın kurulması ile birlikte ilk masonik devletini de elde eden siyonist yahudiler, banka sistemini geliştirerek sanayi ve endüstride büyük adımlarla birlikte insanların iş ve sosyal yaşamlarında kontrol sahibi olmaya, ekonomi sistemiyle kaynakların yükselen nüfusa göre az ancak daha pahalı bedellerle dağıtımına etki ettiler.

 Banka sistemine köle olan çoğu insan borçlarını ödemek uğruna daha fazla çalışmaya, işlerinde tutunabilmek veya iş bulabilmek için Onurunu, gururunu, haysiyetini kendi ayaklarıyla ezmeye mecbur oldu.
  Bunlarla birlikte Amerikan ekonomisinin petrole bağlı hale getirilmesi ile ‘’petrol uğruna’’ gibi gösterilen yapmacık savaşlar ve zulüm gösterileri, sanki petrolün sadece ortadoğu ülkelerine varmış gibi yeni kurulacak olan israil devletinin etrafında cereyan etmesi sağlanacaktı. 

 2000’lerde siyasi çalışmalar ve politik sataşmalar, tutarsızlıklar, ikiyüzlülükler hız kazandı. Devletler suni soğuk savaşlar ve sataşmalarla halkların dikkatini başka yönlere çekmeyi başardı. Kurulan medya sistemi, eğitim ve giderek kötüye giden ekonomik durum milletleri sadece bu meselelerle uğraşmaya daha fazla itti. Giderek büyüyen tüketim anlayışı da medya tarafından pompalanacak, sürekli kötüye giden eğitim, sağlık, temel yaşam hakları insanları sürekli yeni kaynaklar bulmaya, ve başka bir şey düşünmemeye itecekti.

 Bu durum, 2007 den sonra çok daha yüksek bir ivme alarak yükselişe geçti. Irak savaşı, afganistan, iran.. İsrailin etrafındaki ateş giderek yükseltildi ve bölge ‘’terör bölgesi’’ insanlar da ‘’terörist müslümanlar’’ olarak dünyaya tanıtıldı. Medyanın gücü yine başrollerdeydi. Atılan 20 megatonluk bir bombadan çok daha etkili olan medya bombası, takip eden tüm insanların beyinlerinde daha büyük etkiye yol açtı. ‘’İtibarsızlaştırma’’ silahı hedefleri tam isabetle vuruyordu. 

 Sonraki yıllarda baskı, siyasi ve ekonomik zeminde daha fazla arttı. Toplumlar arasındaki psikolojik ayrılıklar, bu baskılar sayesinde daha güçlü ortaya çıkartılabildi. Baskı ve çaresizlikleri artan insanlar, medyanın kendilerine fısıldadığı  dini, ırksal, mezhepsel, fikir ayrılıklarını daha çabuk kabul ettiler.
 Kafası maddi durum, tüketim, medya, yaşam zorlukları ile sarhoş edilmiş beyinler asla gerçeği düşünmediler.
 Medya kendilerine ne verirse aynen kabul ettiler. Haberlerde takım elbiseli ve kartviziti sağlam olan her kim olursa olsun ‘’bu adam işi biliyor’’ dediler. Ve asırlarca yanyana yaşadığı insanlardan artık ‘’farklı’’ olduklarını kabul ettiler. Bunun bir sonraki adımı da aslında ‘’düşman’’ oldukları yalanı  olacaktı.




 Siyonizm kontrolündeki sistemlerle insanlara baskılarını bir yandan sürdürüyorken bir yandan da düşünüp sisteme engel olmayan insanlar sayesinde rahatça amaçladıkları devletlerine kudüsü de ekleyerek sahip oluyorlardı. Toprağını parayla aldıkları devletlerini büyütmüşler, kendilerinden olan yahudileri devletlerine çoktan doldurmuşlar, şehirlerini, yer altını ve üstünü kendilerine göre dizayn edip kalkınıyorlardı.
 Kısa süre sonra da dünyanın ‘’süpergüç’’ modelini, amerikanın israile devretmesi kaçınılmaz hale gelecekti.
 Siyonizm, 2000 li yıllarda su yüzüne çıkardığı derin sistemini toprağın üzerinde çalıştırarak, insanlara göstere göstere aleni biçimde ‘’güç benim’’ diyor, gövde gösterisini sürdürüyordu.
Ve insanlık tarihinin en büyük pazarlamasını da takım elbiseleri ve yapmacık gülümsemeleriyle yaptılar:
‘’Dinler ve milliyetler savaşların asıl kaynağı oldular, dinsiz ve millet bilinci olmayan bir dünya, tek merkezli yeni düzen herkes için daha iyi olacak’’

 Asırlar önce tasarladıkları ‘’tüm insanları birbirinin kopyası haline getirmek, koyunlaştırmak’’ idealini çalıştırdılar, uyguladılar, ve bu amaç ile de altına imzalarını attılar. Yıllardan beri moda, medya v.b. yollarla aynı şeyleri tüketen, aynı eğitimi alan, aynı kalıp fikirleri savunan, aynı yaşam tarzlarıyla hayatını kısıtlayan çoğu insan beyni bu fikri de ‘’artık savaş olmaz, insanları ayıran bir olgu kalmaz’’ diyerek kabul etti.
 Ne de olsa düşünememişti bu ayrılıkları ve bozgunları da çıkaran siyonizmin ta kendisiydi.
İsrail hedeflediği 2023 yılında ‘’tek dünya devleti’’ ni resmen ilan etti. Tüm yönetimler ilk önce birleşmiş milletler tarzı bir örgüt olan tek dünya hükümetine bağlandılar. Her adımlarını resmi olarak da tek dünya hükümetine bağlı bir şekilde atmaya başladılar.
İnsanlar psikolojik olarak millet, milliyet, bağımsızlık, kendi kendini idare etmek.. Fikirlerinden adım adım uzaklaştı. Artık savaş ve zulmün olmayacağını garanti etmiş bir merkezi yönetim altında birleşildi.
 Dinlerin gereksizliği her fırsatta vurgulandı. Seküler (dinsiz) düzen dünya üzerinde yüzeyde hakimiyetini yaymaya başladı. Kalben inanç sahibi olanlar kişisel olarak inançlarına devam ettiler.
 Medya yoluya her fırsatta eski milliyet sistemi, insanların bir millete ve ümmete bağlı olduğu ve toplum haline geldiği fikri aşşağılık bir halde hatırlatıldı. Ve dinler yoluyla kafaların tutsak edildiği, aşırı dinci militanlar üzerinden aşşağılandı.
 İnsanları din ve millet kavramlarından uzaklaştırma fikri böylelikle kolaylıkla desteklendi. Hiçbir kutsalı ve bir olguya bağlılığı kalmayan insanlar ‘’tek tip kopya insan’’ haline geliyordu şimdi.    İlerleyen yıllarda  dünyanın büyük çoğunluğu  ‘’aynı fabrikanın ürünü’’ pilli oyuncak bebeklere dönüştü. 
   

 Ezelden beri sadece bu sistemi ve zengin , elit aileleri koruyan kolluk kuvvetleri bu görevlerini ayan beyan yapmaya başladılar. Kolluk kuvvetinde olan insanlar da bu sistemin dışına çıktıklarında başlarına gelecekleri bildiklerinden dolayı verilen görevleri kesin bir şekilde yerine getirdiler. 

  Konuşanı susturdular, düşüneni ortadan kaldırdılar.

 Diğer insanlar, ortada bir düşünen, aksini söyleyen, ve tek dünya hükümetine ses çıkaran kalmadığı için, zamanla durumu iyice kabullenerek ‘’tek yönetim’’ fikrini iyice benimseyecekti.
 2027’de birleşen milletlerin oluşturduğu ‘’tek dünya hükümeti’’, birleşen milletlerin isimlerini kaldırarak, hükümetlerin ‘’görevsizliği’’ne karar verdi. Ve fikirbirliği ile ‘’tek dünya hükümeti’’nin ismi ‘’Tek Dünya Devleti’’ olarak değiştirildi. Kendi yasalarını ve sistemini tüm dünya için geçerli kılan sistem, insanlık için sisteme itaat, bağlılık, sürekli mesai ve kesin muhalefetsizliği öngörüyordu.

 Bu kısaca kölelik sistemiydi. Buna başkaldıranlar anında öldürülecek, aksine bir fikir beyan edilmeyecek, yeryüzünde yaşanılacak tek ve yegane sistem olarak benimsenecekti. Uygulamaya kolaylıkla sokuldu ve benimsetildi. 
 İki yıl sonra Kudüs topraklarında Mescid-i Aksaa yıkılmaya başlanmıştı. Yerine kurulacak olan Süleyman Mabedi, siyonizmin lucifer hanedanlığı olacaktı.

 2033’de zaferlerinin pekiştirilmesi ile mutlak bir güven duygusu edinen siyonizm, dünyaya hakimiyetin sembolü ve amaçlarının son halkası olan piramitlerini de tamamladı. Son kat tamamlanmıştı.









General Hakan KARADUMAN

Kurtuluş Orduları Komutanı

2035

Kudüs

 Kudüste ortalık durulup tozlar savrulunca kendimizi mescit meydanında bulduk. Ordu bitap düşmüş, yaralılar, şehitler heryerdeydi. Kalanlarla birlikte durum değerlendirmesi ve ardından toparlanmaya çalışmak için Mescid-i Aksaa nın kuzey tarafı, doğu duvarından  kapısına doğru yöneldik. 

 Ayaklarımız bileklerimize kadar siyonist kanı içindeydi. En güçlü çatışmalar bu bölgede gerçekleşti. Demir yığınlarının arasından ordunun kalan bölükleri ve 2. Tugay birlikleri şehir merkezine doğru ilerlediler.  Kullanılmaz hale gelen askeri kamyon, tanklar ve topçu bataryaları bu zafere şahitlik ediyorlardı. Az sayıda kalmış ordu milyonlarca kişilik bir güruh gibi şehre indik.


 Mescid-i Aksaa’yı  bulduğumuzda kubbe tamamen yıkılmış, avlu duvarları ve batı bölümünün çatı ve duvarlarının tamamen harap olmuş olduğunu gördük. Giriş kapısı ve nispeten iç kısmını tutan iki duvar bulunuyordu.

 Bölge halkından sağlam olanlar yıllardır yavaş yavaş müslümanların kalan son kutsalının yıkıldığını, ve altının tünellerle oyulduğunu söylediler. Aradıkları bişeylerin olduğunu ve onun ne olduğunu bilenlerin sorgusuz sualsiz öldürüldüğünü anlattılar.
Orduyu istirahat için bölgedeki müsait alanlara konuşlandırdım. Her ne kadar düşman yenilmiş, orduları ve sistemi tasfiye edilmişse de, geriye kalan yandaşları ve sistemi tekrar kurmaya çabalayacak potansiyel siyonistlere karşı hala tetikteyiz. 

 Arap asıllı timler ve kürtlerden oluşan bölükler de yanımızdalar. Şehrin dış güvenliğinden sorumlular. Bize ettikleri yemine sadık kaldılar. Yüzlerine baktığımda bizlerden farkları olmadıklarını görüyorum. Bize söylenen asırlara yayılmış yalanların etkisizliğini, gönüllere işleyemeyişini ve bu yalanların kaynağının ortadan kalkmasının yüreklerinde büyüttüğü kardeşliği eratın içinde hissediyorum. Buradaki bize güç veren etkenlerin başında gelen yegane his budur başkanım.
Kudüs, kutsal topraklar güvendedir arz ederim.










Aslanbek SULTANBEKOV

Azerbaycan Şehri Valisi

2045

Bakü İlçesi

 Türk yurdu başkanına Azerbaycan vilayetinden selam olsun. Yurdumuzun yeryüzünün dörtbir yanına yayılmış vilayetlerinden olan Azerbaycan bölgesindeki durum, kurduğumuz devletimiz ve dünyaya yeniden sağladığımız adil ve insanca düzen sayesinde son derece yüksek moral düzeyindedir.
 Devletlerimizi bir araya getirmeden önce abimizdiniz. Şimdi abi, kardeş hep birlikteyiz. Bu durumu milletimizin her birinin gözlerinden, gönüllerinden geçenlerden anlıyorum. Araya sınır çizgileri çekilmiş olsada gönül birlikteliği olan bu millet, asla ayrılıklarla birbirinden kopamazdı.
Herkesin gönlünden geçen, yaşadığımız gerçek hayatta fiilen gerçekleşmiştir. Milletçe biriz, birlikteyiz.
 Azerbaycan vilayetinde yaşayan toplumumuz drumdan minnettardır. Allahın verdiği canı gönül rahatlığıyla verecek olmasından ötürü yüzler gülüyor. Ordularımız ve devletimizin başardığı bu işler neticesinde milletimizin siz devlet başkanlarımıza, bizlere duyduğu sevgi inanılmaz düzeydedir.
Kardeşiniz Aslanbek. Yeşil ve güzel Azerbaycan şehrinizden size selam eder.



Ahmed AYTMATOV

Çeçenistan Şehri Valisi

2045

 Değerli başkanım ve Türk milleti. Biz Çeçen vilayetinde, içinde bulunduğumuz durumdan memnuniyetlerimizi tekrar ve tekrar dile getirmekten asla sıkılmayacağız. Sizler Türkiye halkı olarak kurduğunuz bu hak düzeninde birleştiğiniz toplumlar arasında en yüksek bir biçimde yükselen ve önderlik edenler oldunuz.

 Biz de yıllar önce sizlerin fikirlerine uyarak ve fiili olarak sizin yanınızda olmakla bu şerefe sahip olduk. Düşünüp akıl ettiğimiz ancak asla başaramayacağımızı sandığmız bir işin içinden çıktık. Buna siyonizmin yıkılışından önce asla akıl erdiremezdik. Ancak toplumumuzun iradesi, ve birliğinden gelen kudretiyle, Allah’ın izniyle başardık.
 İnsanımız zulüm sisteminden kurtulmanın refahı ve mutluluğu içerisindedir. Bu zorlu durumu, içinden çıktıktan sonra daha iyi anlıyoruz. Her ne kadar zorlu olsa da, sizin de söylediğiniz gibi bizim için zor hemen halledilir, imkansız biraz zaman alır.
Çeçenistan Şehir valisi Ahmed.




General Osman KETENOĞLU

Batı Birlikleri Manevra Komutanı

2035

Münih

Asker toplaaaaan!.. 

 Büyük devletimizin merkezi bilsin ki Almanya’da başlayan karşı hareket büyümeden başarı ile bastırılmıştır. 
 Berlin ve Frankfurtta hücrelenen ve örgütleşen yandaşlar bölgede yuvalanmış ve münihe doğru harekete geçmiş bulunmaktaydılar. Münih üzerinde aldığımız istihbaratlar üzerine yuvalandıkları bölgelere baskınlar gerçekleştirmiş bulunmaktayız.
 Verdiğimiz kayıplar sınırdan münihe kadar artış göstersede toparlanmamız uzun sürmemiştir. İlk çatışmalardaki hazır oluşumuz ve isabetli taktiklerimiz neticesinde Almanyada yeniden yükseltilmek istenen nazi ırkçılığını bastırmakta zorlanmadık.

  Nazi bayaklarıyla ve gamalı haça bürünmüş güneşleriyle Ku Klux Klan’dan kalma siyonistler, düzensiz biçimde toplanarak gerilla taktiğiyle vur-kaç hareketı yaptılar. Şehrin sıkışık yapısı ve bölgedeki yandaşları sayesinde orduda zaiat son gün artmıştır.

 Son gün icra edilen F-35 uçuşlarıyla tüm kaleleri ve şatoları dağıtılan düşman, şehrin gerisindeki dağlara kaçma eğilimine girmiştir. Ancak geri birliklerde bulunan 3. Dağ komando birlikleri ile yüzyüze gelerek bozguna uğramakta gecikmediler.

 Ordunun ikmal durumu kritik seviyeye gelsede düşmanın tüm harekat planları engellenmiş, maddi varlıklarına el konmuş, tek bir birey kalmayacak biçimde ortadan kaldırılmıştır. Planlarında Ankaraya düzenlenecek olan toplu intihar saldırısı, Başkanlığın bombalanması gibi şemalar ve planlar ele geçirilmiştir.
Ordunun yiyecek, içeçek ve istikhakları bölgedeki Türk halkı tarafından sağlanmaktadır. Münih’ deki görevimiz bitene kadar herhangi bir ikmale lüzum yoktur.





Jiang MEHMETSHI

Japonya Şehri Valisi

2045

Tokyo

 Sayın Başkan. Kurduğumuz devlete olan bağlılığımızı toplumumuzun bazı kesimine anlatmakta ve benimsetmekte güçlük çekiyorduk. Ancak son yıllarda gördük ki sizin düşünceniz milletleri kendinize uydurmaya veya onları kontrol etmeye çalışmak değil, zaten bir olan bir milleti yeniden bir araya getirmekmiş.

 Bunu anlatamadığımız ve hissettirmekte zorlandığımız toplumumuzun bir kısmı da içinde bulunulan ortamdamdan bunu anlamış, son zamanlardaki birlik, beraberliğin getirdiği o kesin güç duygusu ve kardeşliğin getirdiği adalet sayesinde milletimizin birliğini benimsemişlerdir. 

 Siz her fırsatta bizim kardeşlerden oluşan akraba bir toplum olduğumuzu eskiden beri söylediniz. Biz de bunu hissettik ve Türk milletine minnetlerimizi dile getirdik.
 Biz yıllarca Türki milletlerle akraba bir toplum olduğumuzu biliyorduk. Ancak bunu geçmişte sizin kadar benimseyemedik. Bundan dolayı üzgün olduğumuzu tekrar belirtir, saygılar sunarım.  Japonya şehir adası sonsuza kadar size yakındır, asla uzak değildir.








Oğuz BARIŞOĞLU

Hakkari Kaymakamı

2045

Yüksekova

 Sayın Başkanım. Bölgede yıllarca süren çatışma ve fikir ayrılıklarının izlerinin tamamen silindiği hatta unutulduğunu sizlere memnuniyetle ifade etmek isterim. 

 Bölgede şu sıralar kurulmakta olan konutlarda herhangi bir pürüz bulunmamaktadır. Üniversitelere yakın ve ayrıca aldığınız karardaki gibi van-şırnak ilçelerini de birbirine bağlayan metro hatlarına yakındır. Hava alanı şehir dışında inşaa edilmektedir.
 Demir çelik fabrikası iki yıldır faaliyetini sürdürmektedir. Yeni açacağımız plütonyum işleme ve linyit fabrikasıyla bölgedeki devlet işletmelerini 53’den 67’ye çıkartmış bulunuyoruz. Bölge halkından işsiz olan son üç kişiye de çimento ve asfalt fabrikalarında iş imkanı sağlanmış olup ailelerine sosyal sigorta ve devlet hakları bağlanmıştır. 

 Şırnak, batman, mardin ve çevre illerde de durum benzerlik göstermektedir. Açılan toplu konut sayısı 209, Devlet fabrikaları 102, üniversite ve diğer eğitim kurumları 50’yi bulmuştur. Bölge halkı iş ve insani yaşam koşullarına kavuşmuş, ailelerine düzgün bir hayat sunabilme imkanına kavuşmuştur. Kaçakçılık gibi konular unutulmuş, denetimlere gerek kalmamıştır. Karakol sayısı oldukça azalmış, orman ve ağaçlandırılmış araziler bunların yerini almıştır.
Büyük şehirlere yıllar önce göç etmiş bölge halkının memleketlerine geri dönüşü ve kayıtlarının bu bölgelere alınmasıyla ikametgah, nüfus gibi bilgilerin merkezi nüfus sistemine aktarılmaları tamamlanmıştır.

 13 Şubat 2044 de bölgeye göndermiş olduğunuz resmi yazı üzerine bölgedeki tüm insanlar sağlık taramasından geçirildi, çocuklara rehber psikologlar, pedagoglar sağlık hizmetleri verdiler. Eğitim seviyesi ve sağlık düzeyi, istihtam ve ekonomi büyük vilayetlerle aynı seviyeye hızla yükselmektedir.
Bölge halkının selamını bildirir, saygılarımı sunarım.




Selçuk AYDAN

Radyo ve Televizyon Kurulu Müdürü

2045

Başkent Ankara


Türk Devleti Başkanlığına;

 Türk yurdu ve dış dünyada yayın yapmakta olan tüm medya organlarında, başkanlık tarafından tebliğ edilen standart ve yayın sistemi çerçevesinde yıllar önce düzenlediğimiz kurul kararlarımız bugün standartlaşmış hale gelmiştir. Büyük zaferimizden beri sabahın erken saatlerinde yayına başlayan tüm organlar:

-İstiklal Marşı ile açılıyor,
-İstiklal Marşı ile kapanıyor.
-Örf ve adetlere uygunsuz içerik kuruldan geçemiyor ve yayını durduruluyor
-Türk Tarihi ile ilgili yayınlar özel araştırmalar neticesinde hazırlanılıyor
-Dini yanlış ve batıl inançlarla anlatan programlar kuruldan geçemiyor
-Halkı özendirici ve haksız rekabete yol açacak reklam ve programlar yasak
-Erotizm seviyesindeki çıplaklık ve ahlaksızlık yasak
-Ölüm haberlerinin reytinge malzeme edilmesi yasak
-Teröriste ‘’peşmerge-savaşçı’’, Şehide ‘’ölü’’ diyen kanallar kapatılacak.
-Fitne ve fesatlık dolu, insan ayrımı, şeytanlığı yayan diziler tamamen kaldırılmıştır.
-Futbol yayınlarının çatışma ve ayrılık özendirici ve fanatizm dolu tarafları kaldırılmıştır.

Yukarıdaki maddeler ana yayınlar yasasına ek maddelerdir. Uygulamaya alınmıştır.
Arz ederim.




+



General Abdullah KARABEKİR

Hicaz Birlikleri Komutanı

2035

Medine İlçesi

 Sayın Başkan. Arabistan vilayetindeki durum, büyük savaş öncesine göre çok daha muazzamdır.  Halk, kurtarıcı olarak gördükleri bizlerden desteklerini esirgememiş, bize gönül desteğiyle en büyük gücü vermiştir.
 Kaçaklar yakalanmış olup, ellerindeki maddi kaynaklara el konmuş, sahibi oldukları petrol kuyuları ateşe verilmiş, kapatılıp gömülmüştür.
 Bölgede konuşlanmış olan siyonist gruplarla ilk gün girilen çatışmalarda ilk belirlemelere göre verdiğimiz şehit  27 kişidir.  Onlardan verilen leş sayısı 1453 kişidir.

 Çatışmaların 3. Günü zafer bizim olmuştur. Kutsal topraklardan yer altından tekrar örgütlenme çalışmaları yürüten grupları silmiş bulunuyoruz. Tüm belge ve dökümanlarına el konuldu. Tüm varlıkları tasviye edildi ve bölgede çalışmada bulundukları tüm binalar, araç gereç, hücreler ve yer altı tünelleri yok edildi. Tünellerden çıkan ahşap oyması putlar yakılmış, halka dağıtacakları düşünülen uyuşturucu otlar ve haplar imha edilmiştir. 

 Zaferimizin içinde bulunduğumuz bu yılında hala köhne ve eski fikirlerini sürdürmeye acizce çabalayan bu tür böceklerin üremesine asla izin vermeyeceğimi tekrar belirtirim. Peygamber yurdu kontrol altındadır. Ve bölgede askeri bir harekata ve kontrole gerek kalmamıştır.
 Zamanında düşmanın kurduğu tuzağa düşerek bizim önceki devletimize hıyanet eden arap çetesi yüzünden hiç suçu olmasa bile çoğu arap asıllı vatandaşımız utanmakta, yüzümüze bakarken hüzünlenmekte, gönülden hicap duymaktadır. Gönüllerini kazanarak böyle bir ihtimali ortadan kaldırmışızdır. 

 Kutsal kitabımızın gerçekleri bölgede tatbik edilmeye başlanmasının 15. Yılında çoktan bölge halkı değişmiş, israf, lüks düşkünlüğünün önüne geçilmiştir. Zenginlik ve petrol satışlarından elde edilen lüks malların satışı ve elde edilen gelirle aşevleri, halkevleri kurulma faaliyetleri sonuçlarını vermektedir.
Bölge halıkı durumdan memnun ve destekçidir.
Arabistan Şehrinden vatandaşlar size selam ederler.




Orhun ÇELİKTEPE 

Kazakistan Valisi

2045

Turkestan


 Biz Kazak halkı olarak sizin oluşturduğunuz birliğin bir parçası ve Türk Devletinin bir şehriyiz. Bunca yıldır Kazakistanın yalçın dağlarında çok üşümüşüz. Çok yalnız kalmışız. Ancak farketmemişiz.

 Anadolunun Oğuz Türklerinin başlattığı ve kurduğu bu adil ve büyük düzen içerisinde ve yönetiminde bir parça olmaktan. Ve daha da önemlisi bu sistemin içinde bütünleştirici olmaktan duyduğumuz memnuniyet kelimelerle ifade edilemez boyutlardadır. Ne desek tam olarak anlamlandırılamayacak, duygularımız yerine oturmayacaktır. 

 Uralların coşkun nehirleri artık daha berrak, dağlarındaki karlar artık erimiştir. Üzerimizdeki örtü kalmıştır. Kazak halkı bunca seneden sonra artan ve daha çok güçlenen bir biçimde devletine olan güvenini yinelemektedir.
Atillanın torunlarına selam olsun. Türk yurdu ilelebet yaşasın.



Murat ŞAHİN

Ergenekon (Eski israil) Valisi

2045

Zaferalanı İlçesi


Türk yurdu Başkanına.

 Asırlar önce toplumlaştığımız uzak asya bölgesi olan Ergenekonun adını verdiğimiz ilimizin Zaferalanı ilçesinde bayrak töreni ile ulusal marşımız İstiklal Marşı eşliğinde 10. Yıl etkinliğimizi kutlamış bulunuyoruz.
 2 yıl önceki çıkan halk isyanında, halkın içine sızan mason birlikleri son kozları olan silahlı saldırı taktiğini uygulamışlar ve halktan 66 kişiyi öldürmüşlerdi. Hakkari Dağ ve Komando Tugayından kalkan skorsky içindeki  10 özel kuvvetler askeri tepelerine indiği anda son bulan başkaldırış, bugün bölgede unutulmuş durumdadır.
  
 Hatırlanan ve unutulmayacak olan ise yapılan asırlık yanlışlar, şeytanın tebliğleri ve ona uyan bir avuç toplumdur. O toplum yaptıklarını unutmuyor. Fiilen yapmasa bile yapılana göz yummanın da aynı yanlışa hizmet, yandaşlık olduğunun bilincindeler. Vicdan sahipleri bu yükün altında ezilmekteler. Gönülleri mühürlü olanlar ise kontrolümüz altında yaşamlarına devam etmekte ve kendileri için gelecek vade gününü beklemekteler.

 Askeri birlik ve karakollarımız muazzam sayıya ve güce ulaşmıştır. Asker sayısı ve devletin ağırlığının resmi görevlilerce hissettirilmesi sayesine bölgedeki kontrolümüz gönüllere ‘’bir daha asla’’ diye haykırmaktadır.
 Ergenekon halkı büyük savaş sırasında içlerinde oluşan korkuyu savaş sonrası defalarca katlamış, korkudan intihar vakaları yaşanmış, ancak artık kontrolümüz altında yaşamaktadırlar. Silahlananlar öldürüldü, silah bırakanlar gözetim altında tutuldu. 2045 yılında ise vaziyet olağandır.
Bölgede dükkan sahibi, işletmeci, zanaatkar işlerini yürüten Türk Devleti İstihbarat elemanları yılardır verdikleri raporlarda herhangi bir başkaldırı veya örgütlenme kaydetmemişlerdir.

 Son birkaç senedir olağanüstü hal durumuna gerek kalmamıştır. Halk daha adil ve insana uygun olan yönetimi benimsemiş, herhangi bir karşı reaksiyon göstermemiştir.
Türk yurdunun Ergenekon bölgesinden selam olsun.
Not: Buranın çayı da tıpkı rizeninki gibidir..



Koray KZDALİNSKY

Moğolistan Şehri Valisi

2045

Ulanbatur


 Sayın Başkan. Moğol Türk topraklarında yıllardır hakim olan kardeşlik rüzgarı bize Ankaradan başlayıp tüm Türk topraklarından geçerek esen bir fırtına gibidir. O fırtına düşmana yıkıp viran edici, bizlere ise saçlarımızdan geçen bir meltem esintisi gibidir.

 Türk yönetiminin adaleti dosta düşmana işte böyle adildir. Yıllar önce imzaladığımız kardeşlik antlaşmasını bir kağıda değil gönlümüze kazımışızdır. Buradaki toplumunuz güven ve adalet içerisinde yaşar ve sizlere  minnetlerini belirtir.
Bir daha milletimiz içinde ayrılık ve sınırların olmayacağına inancımız ve bağlılığımız tamdır. Kısa hayatımızda bize uzun bir kardeşlik imkanı veren tüm Türk dostlarımıza ve bu büyük birliği sağlayan tüm Türki milletlere selamımız vardır.

 Tanrı alıncaya, yerinden sökülünceye kadar antlaşmayı kazıdığımız gönlümüzle hep birlikteyiz.





Türk Devlet Başkanı Teoman

2046

Başkent Ankara

 23. Devlet kuruluş bayramımızı kutladığımız bugün valilik ve komuta merkezlerimizden aldığım bazı bildirimler ve raporlar bunlar. Özbek, Kırgız, Türkmen, Altay, Hakas, Uygur, Sibirya, Saka.. diğer vilayetlerden de tebrik dolu bildirimler tüm vilayetler arasında dolaşıyor. Devletimizin dört bir yanında cokun kutlamalar ve bayram havası esiyor.

 Biz tarihte hep vardık ve varolmaya da devam edeceğiz.


 Yarın da, öbürgün de. Bizler adımızı birlik olmaktan aldık. Türk demek ''güçlü adam'' demektir. Güç de birlikten gelir. Bizler millet olmayı benimsedik. Gücümüzü haktan gelen dosdoğru yola yönelttik. O yolda önümüze çıkan engelleri yoketmek için bu gücü kullandık. 

 Dünyayı her zaman adalet ve düzenli biçimde yönetmeyi kılavuz edindik. Ve bu sayede gönülleri fethettik. Silah zoruyla ve zulümle değil, saygıyı saygınlıkla hakettik. İnsanlar silahımızın soğuk çeliğinden değil, kurduğumuz insani düzenden çıkmaktan korktular. 

 Hak ile adaletle hüküm ettik. Hak geldi batıl gitti. 

 Biz Yaratanın komutan Zülkarneyn ile dünyaya düzen saldığı ordu milletiz. Biz, bir olmuş Türkleriz. 

 İstanbuldan Yakutistan Türklerine kadar selam olsun.