Üç millet arasındaki savaş adabı ve edebin
farklarını bulunuz.
TÜRK’LER
‘’Sivillerin evlerine dokunulmayacak, eli silahsızlara silah doğrultulmayacak, kadınlara, çocuklara zarar verilmeyecek, dinlerine, dillerine zeval getirilmeyecek, bahçelerinden bir elma koparılıp yenmeyecek, ırza, namusa göz diken bizden değildir! Esirlere zulmeden Müslüman değildir. Bize silah çekilmedikçe, vatan toprağı işgal edilmedikçe bizden kimseye zarar gelmez. Biz Allah’ın adıyla hak için savaşırız.’’
AMERİKALILAR
-1840’larda Ameriklaıların çoğunda Manifest Destiny adı verilen yaygın bir inanış vardı: Bu inananışa göre Kuzey Amerikanın fethi ilahi bir tecelliydi. Kızılderililerin, ormanların ve bizonların yok edilmesini, bataklıkların kurutulup doğal kaynakların istismarını Tanrı buyurmuştu, insanlar değil. Bu inanış, başkan monroe tarafından bir doktrin haline getirildi ve kendi adını aldı. Monroe doktirinine göre Amerikanın tüm yarıkürede özel hakları vardı ve buna, Orta ve Güney Amerika’da Amerikan politikalarına karşı çıkan herhangi bir ülkeyi işgal hakkı da dahildi. Çeşitli dönemlerde başkanlar bu doktrini gerekçe göstererek Dominik Cumhuriyeti, Venezüella ve Panama’ya müdehale ettiler, 2.Dünya savaşının sonuna kadar Pan-Amerikancı faaliyetlerini sürdürdüler. 20.yy’ın ikinci yarısında Amerika komünist tehdidini kullanarak bu doktrini tüm dünyayı kapsayacak şekilde genişletti.
YAHUDİLER
-Siyonizmin fikir babası Ahad Ha'am Nietzsche Yahudilerin üstün ırk inancını şöyle ifade ediyor:
Önce inorganik nesneler, bitkiler ve hayvanlar âlemi sonra konuşan yaratıklar (yani Yahudi olmayan insanlar) ve hepsinin üstünde Yahudiler.
‘’Sivillerin evlerine dokunulmayacak, eli silahsızlara silah doğrultulmayacak, kadınlara, çocuklara zarar verilmeyecek, dinlerine, dillerine zeval getirilmeyecek, bahçelerinden bir elma koparılıp yenmeyecek, ırza, namusa göz diken bizden değildir! Esirlere zulmeden Müslüman değildir. Bize silah çekilmedikçe, vatan toprağı işgal edilmedikçe bizden kimseye zarar gelmez. Biz Allah’ın adıyla hak için savaşırız.’’
AMERİKALILAR
-1840’larda Ameriklaıların çoğunda Manifest Destiny adı verilen yaygın bir inanış vardı: Bu inananışa göre Kuzey Amerikanın fethi ilahi bir tecelliydi. Kızılderililerin, ormanların ve bizonların yok edilmesini, bataklıkların kurutulup doğal kaynakların istismarını Tanrı buyurmuştu, insanlar değil. Bu inanış, başkan monroe tarafından bir doktrin haline getirildi ve kendi adını aldı. Monroe doktirinine göre Amerikanın tüm yarıkürede özel hakları vardı ve buna, Orta ve Güney Amerika’da Amerikan politikalarına karşı çıkan herhangi bir ülkeyi işgal hakkı da dahildi. Çeşitli dönemlerde başkanlar bu doktrini gerekçe göstererek Dominik Cumhuriyeti, Venezüella ve Panama’ya müdehale ettiler, 2.Dünya savaşının sonuna kadar Pan-Amerikancı faaliyetlerini sürdürdüler. 20.yy’ın ikinci yarısında Amerika komünist tehdidini kullanarak bu doktrini tüm dünyayı kapsayacak şekilde genişletti.
YAHUDİLER
-Siyonizmin fikir babası Ahad Ha'am Nietzsche Yahudilerin üstün ırk inancını şöyle ifade ediyor:
Önce inorganik nesneler, bitkiler ve hayvanlar âlemi sonra konuşan yaratıklar (yani Yahudi olmayan insanlar) ve hepsinin üstünde Yahudiler.
-Talmud, Yahudilerin dünyanın sahibi olduğunu ilan
eder. Talmud'a göre, Yahudi olmayan birisinin malı, onu ilk bulan
Yahudi'nindir. Yahudiler bütün ırklardan üstündür. Diğer milletlerin tohumu
hayvan tohumudur.
Talmud’dan:
-"İşte, şimdi bildim ki, bütün dünyada Allah yoktur, ancak İsrail'de vardır." (II. Krallar Bölümü, 5/15)
-"O Allah ki, bana öçler verir, kavimleri bana tabi kıllar" ( II. Samuel Bölümü, 22/48)
-"Tanrı tüm evreni dört temel ayırım yani, mineral, bitki, hayvan ve insan üzerine kurmuşsa da, aslında beşinci bir türün var olduğu yazılmıştır. Bu da Am İsrael, yani Yahudilerdir. O'nun dördüncü türden, konuşanlar topluluğu insan¬lardan ayıran mesafe, insanı hayvandan ayıran mesafeden daha az değildir." (Rav Yoel Kahn, "La cinguieme dimension" Rencontres Habad No. 25, 1989, sf. 15)
Kuran’dan:
-"....Yahudiler: "Biz, Allah'ın çocukları ve sevgilileriyiz."
derler. De ki: "Hayır, siz de onun yarattığı birer İnsansınız."
(Maide Suresi, 18)
"Onlardan bir bölümü Allah'ın sözünü işitiyor, akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı." (Bakara Suresi 75)
Hal böyleyken biz ''barbar'' biz ''geri kafalı cahil'' bir milletiz ha? Bu söyledikleriyle ancak kendileri kadar cahil olanları inandırabilirler. Türk milletinden bahsederken ''çok cahil bizim toplumumuz'' diyen ama kendini toplum dışı gösteren sözde elit sığırlara itibar edip gerkeçten toplumunu aşşağılık görenlere yanıtım gidip çanakkale şehitliğini görmeleridir. Oradaki her mezar bir alimin, bir bilimadamının bir kahramanın mezar taşıdır. Zira öyle bir savaşta bile bile ölmek, akıl üstü bir direnci zihin ve düşünce gücünün son sınırlarındaki bir inanmışlığı içeriyor.
Asıl akıllılık
olan bu dünyadaki az bir süre zengin yaşamak, iyi arabalara binip lüks
kıyafetler giymek mi?
Türk milleti bu dünya için çabalayan bir millet olsa
tek kuruş harcamadan nesilden nesile biriktirir, şirketler kurar, önemli mevki
sahibi olur veya en azından bunun için yırtınırdı. Yahudilerin yaptıkları eski
mısır’dan beri budur. Fakirleştirilen halk ekmek peşinde. Bir ev alsam da
kirasıyla gelire ek yapsam derdinde. Düşündüğümüz en yoğun yatırım sadece kira
geliri..
Asıl geri kafalı, cahil yobaz milletlerin kim oldukları ortada. Şirket, para, sistem sahibi olmak bunu silemez. Kafanın içindeki cahilse markalı takım elbiseler, saatler, arabalar ve statüler akıl kazandırmaz. Ortaçağın cadı yakanları artık şirket yönetiyor, din başkanlığı yapıyor, insanlara tepeden bakıyor..
Asıl geri kafalı, cahil yobaz milletlerin kim oldukları ortada. Şirket, para, sistem sahibi olmak bunu silemez. Kafanın içindeki cahilse markalı takım elbiseler, saatler, arabalar ve statüler akıl kazandırmaz. Ortaçağın cadı yakanları artık şirket yönetiyor, din başkanlığı yapıyor, insanlara tepeden bakıyor..
Ben Kuran’daki bu ayetlerden sonra siyonistlerin hiç
de zeki olmadıklarını hatta cahilin önde gideni olduklarını düşünüyorum. :
Enam Suresi:
006.128 Allah, insanlar ile cinleri biraraya topladığı gün, «Ey cinler, çok sayıda insanı ayarttınız» der.
6:112 Böylece, her peygambere insanlardan ve cinlerden olan şeytanları düşman kıldık. Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözleri vahyederler.
Sebe Suresi:
[034.040] O gün Allah, onların hepsini diriltip bir araya getirir ve sonra meleklere «Bu adamlar size mi tapıyorlar?» der.
[034.041] Melekler derler ki; «Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederiz. Bizim dayanağımız, koruyucumuz onlar değil sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanıyorlardı.»
Cin Suresi:
[072.006] Birtakım insanlar birtakım cinlere sığınırlar ve bu tutum onların sapıklıklarını arttırır.
Araf Suresi:
7:179 Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.
Cinler iletişim kurabildikleri insanlara vahiy verebilirler. (vahiy: bilinmeyeni söyleme.)
Enam Suresi:
006.128 Allah, insanlar ile cinleri biraraya topladığı gün, «Ey cinler, çok sayıda insanı ayarttınız» der.
6:112 Böylece, her peygambere insanlardan ve cinlerden olan şeytanları düşman kıldık. Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözleri vahyederler.
Sebe Suresi:
[034.040] O gün Allah, onların hepsini diriltip bir araya getirir ve sonra meleklere «Bu adamlar size mi tapıyorlar?» der.
[034.041] Melekler derler ki; «Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederiz. Bizim dayanağımız, koruyucumuz onlar değil sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanıyorlardı.»
Cin Suresi:
[072.006] Birtakım insanlar birtakım cinlere sığınırlar ve bu tutum onların sapıklıklarını arttırır.
Araf Suresi:
7:179 Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.
Cinler iletişim kurabildikleri insanlara vahiy verebilirler. (vahiy: bilinmeyeni söyleme.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ayıkıyormusun?